Nöbetçi Eczaneler
Bütün insanlığa canından can veren kadınlar; bir gün kadın olduğu için en yakınlarının elinde can veriyorlar. Ne çok duyar olduk ”kadın cinayeti” haberlerini. Duyar olduk çünkü kadın cinayetleri zaten hep vardı. Şüpheli ölüm, intihar diye adlandırılırdı eskiden. Son zamanlarda alenileşti aslında. Artık failleri daha çok bilinir bulunur oldu. Zaten failleri de her zamanki gibi kadının yabancısı değildi. Eşi, eski eşi, sevdiği, sevmediği, reddettiği, boşanmak, ayrılmak istediği erkekler, babaları, erkek kardeşleri…
Toplumda genel anlamda şiddetin yaygınlaştığı acı bir gerçek. Kadınların sıklıkla fiziksel şiddete maruz kaldığını hepimiz biliyoruz. Üstelik şiddet uygulayan erkeğin tahsili ne olursa olsun hiç fark etmediğini de görüyoruz. Fiziksel şiddete başvuran erkeğin bir daha aynısını ve hatta fazlasını yapmayacağının hiçbir garantisi de yok. Hatta ilk şiddeti gelecekteki şiddetlerinin teminatıdır bile diyebiliriz. Fiziksel şiddetin en son noktası en acı yanı ise; kadının bu erkekler tarafından hayatından koparılmasıdır.
İster erkeğin in ilkel şiddet duygusunu yönetememesi diyelim ister erkeğin egemenliğini kurmaya, korumaya çalışması diyelim, ister töre ister başka nedenler konulsun ortaya, her ne olursa olsun sonucu en acı gerçek olan kadın cinayetleri… Bir cana kıymak için hiçbir haklı neden yoktur. Hele de kadın gibi naif bir varlığın canına kast etmenin haklı nedeni olamaz o gerekçeler.
Bir de; sistematik ve ye sürekli psikolojik şiddete maruz kalarak; psikolojik olarak hayattan koparılan kadınlarımız var ki o ayrı bir vehamet, ayrı bir açmaz, ayrı bir çaresizlik. Psikolojisinde ya da kişiliğinde bozukluk olan eşlerin, babaların kardeşlerin hasta ettiği kadınlarımız… Yaşarken öldürülen kadınlarımız…
Değerli hanımlar; fiziksel, psikolojik her tülü şiddete maruz kaldığınızda kendinizi yalnız hissettiğiniz olmuştur. Hatta şiddet uygulayandan, ailelerden, çevreden çekinerek bunu gizlediğiniz de olmuştur. Belki çevrenizde bu durumda olan kadınlar vardır. Bu şeklide şiddeti önleyebildiğinize inanıyor musunuz bilmiyorum ama bilmeniz gereken yasal haklarımız var bizim.
Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Alo 183 hattı ücretsiz ve 7/24hizmet veriyor. İhbarınız halinde Acil Müdahale Ekip Sorumlusuna ve/veya kolluk kuvvetlerine bildirim yapılıyor ve emniyet/jandarma birimleri ile en kısa zamanda müdahale ediliyor.
Tehlike anında 155 Polis İmdat hattını aramanız mümkün. Emniyet içerisinde hizmet veren Aile İçi Şiddeti Önleme birimi ve en yakın emniyet biriminden destek alınabilmektedir. En yakın ekip yönlendirilerek bu hizmet verilmektedir.
Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı Kanun gereğince size ve varsa çocuklarınıza güvenliğiniz için en uygun yerde (kadın sığınma evleri ve ya duruma göre belirlenecek, ücretsiz konutlarda) ücretsiz kalmanız sağlanıyor. Gerekirse adres vs tüm bilgileriniz gizli kalıyor. Hayati tehlike halinde koruma altına alınıyorsunuz. Yani sizi korumak için emniyet mensupları görevlendiriliyor. Bunun için bulunduğunuz ilin Valiliğine (İl Koruma Komisyonuna) başvurma hakkınız bulunuyor.
Halk arasında “evden uzaklaştırma” olarak bilinen ve en yaygın olarak başvurulan yol ise en yakın Emniyet birimine başvurarak; risk taşıyan kişi ve ya kişilerin konuttan uzaklaştırılmasının sağlanması ve Aile Mahkemelerinden (masrafsız) “tedbir kararı” alınmasıdır.
Ayrıca şunu da bilmenizde fayda var; bulunduğunuz ilin Baro Başkanlıklarında komisyonlarda görev alan, şiddet mağduru kadınlara hukuki destek sağlayan çok değerli avukat meslektaşlarım büyük bir özveriyle çalışıyorlar.
Genel anlamda; şiddet gören ve mağdur olan herkes hukuki ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunda en yakın adliyedeki Adli Görüşme odalarında ücretsiz yardım alabilmektedir. Adalet Bakanlığı “Mağdur Hakları Daire Başkanlığı” projesi ile hayata geçirilen kısa adı Ago olan bu birimler adliyeler içinde; mağdurlara kendini ifade edebilme ve destek almak isteyen kişilere açılan/açılacak davlar ve soruşturma ve kovuşturma aşamasında ücretsiz hukuki ve psikolojik destek sağlamaktadır.
Bu hizmetler mağdur kadınların kendilerini daha güvendi hissetmeleri için yapılan çalışmalar bütünü olup bilinmesinde fayda olan hususlardır. Ancak şiddet ve şiddet tehdidi o istenmeyen sonucu yani cana kastedilmesi sonucunu doğurduğunda faile verilecek cezalar tamamen olayın gelişimine yani cinayetin işlenişine göre değişmekle birlikte, artık son zamanlarda örf, gelenek gibi nedenler hafifletici kabul edilmemektedir. İmzalanmasından sonra hukukumuza bu yönde de etkisini gördüğümüz İstanbul sözleşmesi yine şiddetin önlenmesi için Kamu otoritelerine gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapma yükümlülüğü getirmiştir.
Yukarıda belirtilen uygulamaların doğru bir şekilde hayata geçirilmesi ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve daha huzurlu bir hayat yaşayabilmemiz için umutlarımızı kaybetmeden insanca, özgür, güvenli gelecekler yaşayacağımıza inanıyorum.
Sevgiyle, esen kalınız,
