Babasından öğrendiklerini vasiyet kabul etti, ömrünü fidan dikmeye adadı

Babasından öğrendiklerini bir vasiyet olarak değerlendiren Yusuf Demirel ömrünü ağaç dikmeye adadı. Öğrencilik yıllarında ağaç dikme etkinliklerinde hep gönüllü olduğunu ifade eden Demirel melek hayatı boyunca da ağaç dikmeyi hiç ihmal etmedi.

Babasından öğrendiklerini vasiyet kabul etti, ömrünü fidan dikmeye adadı

Mübadele yıllarında görev yapan bir Türk asker, Rumların Yunanistan’a taşınması sırasında bir Rum Köylü ile karşılaşmış ve ondan öyle bir ders almış ki ömrünü fidan dikmeye adamış. O yılları oğlu Yusuf Demirel şöyle anlattı;

Size kendim ve ailem ile ilgili anılarımı aktarmak istiyorum. Rahmetli babam 1926 Selendi Çıkrıkçı Köyü’nde (O yıllarda Demirci’ye bağlı) doğmuş. Askerliğini Çanakkale’de 3 yıl yapmış.  Babam Yunanca bildiği için Gökçeada’ya(İmroz) gönderilmiş.  Adanın tamamı Rum ve babam onlarla Yunanca konuşarak iletişim kurmuş. Mübadele kapsamında adadaki Rumlar Yunanistan’a taşınacakmış. Bir gün Dimitri isminde bir Rum köylü eşeğine heybe koymuş, heybenin gözlerine toprak doldurmuş. Elinde de iki tane #Zeytin fidanı varmış. Babam Dimitri’yi durdurup nereye gittiğini sormuş. O da dağa gidiyorum bir taşın kovuğuna bu fidanları dikeceğim, demiş. Babam Dimitri’ye haftaya Yunanistan’a gideceklerini buraların bizim olduğunu neden fidan diktiğini sormuş. Dimitri, buraların bizim olabileceğini ama gökyüzünün bize ait olmadığını söylemiş.  Bu ağaçların çıkardığı havayı Yunanistan’dan alıp ciğerlerimi o havayla dolduracağım, demiş. Babam bir Rum köylüsünden bunları duyunca kendinden çok utanmış ve ben bir Türk olarak bunu neden düşünemedim diye için için ağlamış. Bundan sonraki hayatı boyunca ağaç dikmeyi kendine bir borç bilmiş. O yıllarda her evde şömine (bacalık) varmış. Gündüz dağdan bir kağnı ile getirilen odunlar bir gecede şöminede yakılıyormuş. Ağaçların kesilip yok olmaması için yeni fikirler üretmeye başlamış.  Tezkereyi de alınca ilk iş olarak Manisa merkezden bir tane soba satın alıp köye ilk sobayı getirmiş. Yakılan odundan tasarruf etmek için soba kullanımını yaygınlaştırmış. Bir kağnı ağaç şöminede bir gecede yanarken sobada bir ayda yakılıyormuş. Babam köylüye de tasarruf olması için bunu öğretmiş.  Bu süreçte bizlere de ağaç dikmeyi, yaban ağaçları aşılamayı öğretti. Ömrümüz olduğu sürece bunun bir vasiyet olduğunu bizlerin de bu vasiyeti yerine getirmemizi istedi.

1976-1979 Turgutlu Ortaokulu ve 1979-1982 Turgutlu Lisesi’nde okurken okul müdürümüz gönüllü ağaç dikmek isteyenleri sorunca ben hep gönüllü oldum. Turgutlu Derbent Köyü’nün şimdiki Ankara yolu üzerindeki yangın şefliğinin üstünde dikili olan çam ağaçlarını o yıllarda arkadaşlarımla birlikte diktik. Belirli aralıklarla itfaiye araçlarının taşıdığı sularla fidanları suladık. Şimdi yoldan geçerken o ağaçların bir orman olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.

1982-2013 yılları arasında Hava Astsubay Okulu döneminde ve astsubaylık yıllarım boyunca askeri birliklere on binlerce ağaç diktim ve dikilmesi için öncülük ettim.

2002 yılında Urla İçmeler Mahallesi’nde bir kooperatif hissesi aldık. O yıllarda Ankara’da görev yapmaktayım. Yıllık izinlerimde evimizin çevresini ağaçlandırmak ve çocuklarıma da dedelerinin vasiyetini öğretmek için hep gayret içinde oldum. Ömrüm yettiğince bu ağaç sevgisini öğretmeye devam edeceğim.

2007 yılında 2nci Ana Jet Üs Komutanlığı Çiğli’ye tayinim çıktı. Üst içinde ağaçlandırma faaliyetlerinde bulunduk. Tayin olunca evimize daha yakın olduk ve daha sık gitmeye başladık. Hafta sonları ağacın yanı sıra sebzelerin de nasıl dikildiğini uygulamalı olarak çocuklarıma öğrettim öğretmeye de devam etmekteyim.

Benim tek gayem rahmetli babamın vasiyetini yerine getirmek ve gelecek neslimize üretimi öğretmektir. Urla İçmeler Mahallesi’nde bulunan evimin bahçesine ve kooperatifin yeşil alanı olarak ayrılmış yerine farklı türde ağaçlar diktim. Meyve ağaçlarına aşılar yaptım. Komşularımız yaptığım aşılardan rahatsız olup biz görmeden aşıları kesmiş. Ağaçların kuruması için her türlü girişimde bulunuldu. Onlar kuruttukça ben de aynı yerlere ağaç dikmeye devam ettim ve dikmeye de devam edeceğim.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın: “Hedefimiz 2023 yılı sonuna kadar toplamda 7 milyar fidanın toprakla buluşmasını sağlamaktır” sözüne bağlı olarak sizin de var gücünüzle bu hedefe ulaşmadaki çalışmalarınızı takdirle takip etmekteyim. Ben de bu çalışmalara katkı sağlamak amacıyla geçmişten beri yaptığım çalışmalarım sürmektedir.  Bu kapsamda evimizin önünde bulunan yeşil alan olarak ayrılan yere 70 Zeytin, 2 ceviz, incir, 5 antepfıstığı, 10 fıstık Çamı, 15 asma, 5 ayva, 7 elma ağacı diktim. Diktiğim ağaçlar sudan zarar görmesinler diye yeşil alana dalgıç motor koydum. Aynı zamanda komşularım bunlara zarar vermesinler diye evime güvenlik kamerası taktım. Daha önce defalarca ağaçlara zarar verdiler. Kamera koyunca bu sefer bizi gözetliyor diye savcılığa şikayet ettiler. Savcılık kovuşturmaya yer yok diye karar verdi. Yine de durmadan Urla Belediyesine şikayet etmeye devam ediyorlar.

Yetişmiş olan bu ağaçlar zarar görmesin diye evimden uzun süre ayrılamıyorum. Dikmiş olduğum ve yetişmiş durumda olan bu ağaçları Bakanlık olarak kayıt altına almanızı talep ediyorum. Urla’da bana yakın olan yerlerde ağaçlandırma faaliyetlerine gönüllü olarak katılmak istiyorum. Boş alan varsa bana zimmetleyin, orayı ağaçlandırayım. Üretim yapıp ülkemize katkım olsun.

Yayınlama: 31.12.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.