Nöbetçi Eczaneler
Marmara Denizi’nde görülmeye başlayan ve her geçen gün daha da artarak denizin derinliklerini ve yüzeyini kaplayan müsilaj sorunu Egeyön TV Haber Masası’nde değerlendirildi. Egeyön Haber Koordinatörü Ahmet Deda ve Egeyön Haber Haber müdürü Serkan Özkurt gündemde bilim insanlarının müsilaj hakkında tavsiyeleri ve Ege Denizi’nde görülmesi halinde atılması gereken adımları masaya yatırdı.
Programın tamamını Egeyön TV Youtube kanalından izleyebilirsiniz.
Programdan öne çıkan diyaloglar:
Ahmet Deda: Evet Serkan Bey bugün Egeyön Tv de Denizli’de birlikteyiz. Şimdi dünya çevre ile ilgili müthiş mücadele ediyor. Bir taraftan Marmara Denizi’nde deniz salyası sorunu var “Canlılar yaşayacak mı yaşamayacak mı?” bu tartışması var. Tam bu tartışmalar devam ederken Aydın Kuşadası ve önemli bir plaj Kadınlar plajından bize önceki gün deniz salyası ile ilgili görüntüler geldi ve haber yaptık. Yine bu konu ile ilgili Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Abdul Batur’unda açıklamaları var. “Deniz salyasına müsaade etmeyeceğiz. Deniz kirliliğine müsaade etmeyeceğiz” diyorlar. Peki, bu denizlerin kirlenmesine müsaade edip etmeyecekleri konusuna siz ne diyorsunuz bu işle müsaade ile mi oluyor?
Serkan Özkurt: Deniz salyası olarak adlandırılan müsilaj Marmara’da aslında birkaç aydır küçük küçük haberler ile başlayan giderek artınca ciddiyetini anladığımız bir olay gibi gözüküyor buradan. Yani Ege bölgesine geleceğine dair daha önce açıklamalar yapılmıştı. Denizin kirliliği üzerinden ortaya çıkan bir sorun olduğu ile ilgili. Ege Denizi çok daha büyük ve açık bir deniz olduğu için sorun yaşanmayacağı düşünülüyordu ama son zamanlarda gördüğümüz üzere Didim ve Kuşadası’nda da müsilajın görülmeye başladığını öğrendik.
Ahmet Deda: Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Abdul Batur yıllardır yine deniz kenarı bir yerde belediye başkanlığı yaptı. Yıllardır denizleri en çok kirleten belediyeler. Çünkü kanalizasyonu en kolay pompalayan onlar. Şimdi buradan ne anlamalıyız? Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı denizleri biz koruyacağız derken; “Artık denizlere fazla atık atmayacağız mı demek istiyor belediyeler.” Bu suç yalnızca vatandaşın suçu değil.
Serkan Özkurt: İzmir’de yıllardır İzmir Körfezi sorunlarından bahsedilir. En erken kirlenen körfezlerimizden biri İzmir’de. 1950lerden bu yana İzmir’in kanalizasyonu ve atıkları atıldığı için bu sorunun ortaya çıktığı söyleniyor. Demokrat Parti döneminden bahsedilir hep İzmir’de. Ben İzmir de okuduğum için çok duydum hep bunları. Çarpık kentleşmenin de sebebinin Demokrat Parti dönemindeki gecekondulaşmanın olunduğunu söylerler. 50 yıldır 60 yıldır bu sıkıntıyı çeken bir şehir İzmir. Şimdi biz konuşuyoruz deniz salyası üzerinde Marmara’yı kurtarmaktan bahsediyor bilim adamları, siyasetçiler. Ama şunu atlıyorlar. Üç yıllık bir eylem planından bahsediyorlar. Yıllardır devam bu arıtılmadan atılan atıklar şimdiye kadar denize bu hale getirdiyse bunu kısa sürede çözmek çok zor olur diye düşünüyorum. Yılların bir ihmal durumu var. Evet, şimdide sonra iyi adımlar atılmalı. Arıtma tesisleri eksikse kurulmalı, kanalizasyonlar arıtılmadan, temizlenmeden denize bırakılmamalı. Bunların hepsini yaparsak kaç yıl içinde bu temizliği elde ederiz bilmiyorum. Çünkü çevre bunu kolay affeden bir şey değil.
