Nöbetçi Eczaneler
Kovid-19 salgını ile tüm dünyada Diğital diktatörlük süreci mi başlıyordu? Yoksa virüs insanlığı bilgi ve teknoloji çağına mı taşıyacaktı? Nobel ödülünü insanlığı evde tutan virüs mü yoksa bilim insanları mı alacaktı? Gelecek nesilleri daha zor zamanlar mı bekliyordu? Wuhan balık pazarından geldiği düşünülen ve akılları kurcalayan virus ile insanlığın önüne çok bilinmeyenli bir denklem mi konulmuştu?Düşünün ki 24 saat insanın gözetlendiğini ve kalp atışınız, şeker seviyeniz, hangi aşıları olduğunuzun, kolosterol seviyenizin sürekli belirtildiği, kan değerleriniz kayıt altına alındığını ve bu kayıtların liderler tarafından değerlendirildiğini ve karar verici olduğunu. İnsanlık hayatın her anında yapay zekanın karar verdiği ve insanın karar verme yetkisinin yapay zeka ile alındığını bir sürecimi zorlanıyordu? Fakat insanlık bilgi çağına hazır mıydı? İnsanların sevdiklerinden ne kadar uzakta olur ise o kadar güvende olduğu ancak birbiri ile iletişime geçmek istediği bu süreçte yeni yaşam şekilleri yaşanacak krizler yeni fırsatlarıma yol açaçaktı? Virüsün dalgalanma hareketleri ile oluşan ekonomik dalgalanmalar bizleri nasıl bir dünya ile yüz yüze bırakacaktı? Pandemi sonrası global ekonomi, dijital ekonomi, dijital davranışlar ile uzaktan eğitim gibi, uzaktan çalışma, online alışverişler, online restoranlar, online aile eğitimleri, online sağlık hizmetleri, online devlet hizmetleri ile çok hızlı bir sürece güçlükleri ile girilmişti.Bu değişikler yaşamış olduğumuz toplumları ve bizleri nasıl etkileyecekti? Dünyayı ve ülkeleri Digital Kapitalizim mi bekliyor idi? Pandemi insanlığı geçmişten koparıp yeni bir dünya hayal etmeye mi zorluyordu yoksa halkın sağlığını tehdit ederek dünyadaki güç dengelerini ve popülasyonu ile insan hakları, cinsiyet eşitliği, iklim değişikliğini dünyanın merkezine mi çekmeye mi çalışıyordu?
Tüm dünyada virüs ve ekonomik krizlerden dolayı Global alarm zillerinin çaldığı bu süreçte binlerce çocuğun eğitimi kesintiye uğrayarak belirsiz bir süreç yaşanmakta. Yeni sorunların gelişmesi ile yeni çözümleri de bulmamızı zorunlu kılmakta. Virüsün bir yerlerde saklanıp tekrar bize yapacağı sürprizler ve vaka sayılarının değişkenliği, ekonomik krizler ile kısa süreli planlamalar çocuklarımız için geleceği nasıl şekillendirecekti? Geçmişi gördüğümüz ancak geleceği göremediğimiz bu zaman diliminde çocuklarımızı ve ekonomiyi uzun vadede koruyabilecek miydik? Çocuklarımızın doğar doğmaz hakları olan güvenli bir ailede sevgi içinde büyüme, gıda ve eğitim dünyada hiç bir çocuk geride kalmadan bu haklara sahip olabilecekler miydi? Çocuklarımızın hakları ve iyi eğitim planlamaları ile yaşanan bu krizde güneşin çocukları ile “Solar Okullara” geçmemiz gerekmektedir.
Okulların bütçelerinin daraldığı bu süreçte Çocuklarımızın gelecek ile ilgili eğitim planlamalarını yaparken “solar okullar” değişen dünyada ihtiyaç olmaktan çıkıp zorunluluk olacağı bir gerçektir. Güneşi kullanarak havadaki toksik kirliliği azaltan, çevreyi ve her canlıyı koruyan ve enerji giderlerini düşürmemize de imkan sağlayacak solar okullara geçmemiz gerekliydi. Solar okullar sadece enerji ihtiyaçlarını %75’ni karşılamasının yanında fazlasını depolayan, başka ihtiyacı olan olan kurumlara aktara bilen ve karbonun ayak izini eğitim sektöründe güneşin çocukları çalışmamız ve planlamalarımız ile yok edecekti. Solar okullar açılması ayrıca insan sağlığı ve çevreye yararlı, gelecek nesiller için anlamlı bir adım olacaktır. Dünyadaki ülkeler için enerji giderleri personel ve öğretmen maaşlarından sonra ikinci büyük gider olarak yer almakta. Solar okulların diğer bir değişle anlamı sadece çocukları değil ekonomiyi kurtarmak, çevreyi ve geleceği kurtarmak olacaktı. Solar okullar ayrıca eğitimde Bilim,Teknoloji, Mühendislik ve Matematik alanında yeni bir eğitim anlayışına, felsefesine yol açacaktır. İnanıyorum ki Güneşin Çocukları ve Solar okullar tüm insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.
