Huzurlu bir yıl mümkün mü?

Yeni bir yıla girilirken paylaşılan telefon mesajlarında, e maillerde kavgasız, savaşsız bir dünya; barış, huzur içinde bir Türkiye özlemi dile getiriliyor.

Bu temenniler için sadece ‘’İnşallah’’ diyebiliyoruz…

Çünkü elimizden başka bir şey gelmiyor…

Ne gelsin ki?..

Günde ortalama 4 cinayetin işlendiği, yılda ortalama 400 civarında kadının katledildiği yıllar yaşıyoruz…

Özellikle son beş yılda kadına yönelik şiddetteki ve cinayetlerdeki artış tüylerimizi diken diken ediyor.

Cinayetlerde kullanılan unsurlar ise tüfek, tabanca ve bıçak… Elbette mutfakların olmazsa olmazı bıçağı ortadan kaldırmamız mümkün değil ama tüfek ve tabancayı kontrol altına alamaz mıyız?..

Aynı coğrafyada yaşayan, aynı havayı soluyan, aynı suyu içen, aynı pazarı kullanan, aynı dili, aynı dini paylaşan insanlar olarak birbirimizden niye bu kadar çok korkup silahlanıyoruz ki?…

Devlet olarak da bireysel silahlanmaya niçin böylesine seyirci kalıyoruz?

Cinayetlerde, özellikle de kadın cinayetlerinde başı İstanbul çekiyor. Adana ikinci, İzmir üçüncü sırada… Denizli de çok gerilerde değil… Şiddet olaylarında gelişmiş kentlerin niçin ön sıralarda geldiğini, il olarak Bayburt’ta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör dışında cinayet ve kadına şiddet olaylarında niçin ürkütücü rakamlar görmediğimizi bırakalım sosyologlar araştırsın.

Sosyologlar araştırsın araştırmasına da şiddete yönelik cezaları artırmayı tek çözüm görenlerin, suçu önleyici önlemlere daha fazla eğilmesi gerekmez mi?..

BİRİLERİ ELLERİNİ OVUŞTURUYOR

Silah talebinde bulunan kişilerden önce ruh sağlığı raporu istenmesi, belirli bir süre psikolojik testlerden geçirilmesi silahlı cinayetleri kısmen azaltabilir mi bilemiyorum…

Ama bildiğim şu ki; ABD, AB ve Rusya’nın silah pazarı olmayı sürdürüyoruz… Ordumuzun ihtiyacı olan silahların yanı sıra birbirimizi vurmaya yarayan tabanca ve tüfekleri satın almaya da  devam ediyoruz…. Biz birbirimizi vuruyoruz, silah tüccarları da birbirleri ile ‘çak’ yaparak ellerini ovuşturuyor.

Hal böyle iken barış içinde, huzurlu bir dünya ve Türkiye mümkün mü?

Buna da siz karar verin…