İzmir Kent Konseyi’nden İstanbul Sözleşmesi açıklaması!

İzmir Kent Konseyi, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasını çekmesiyle ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

İzmir Kent Konseyi’nden İstanbul Sözleşmesi açıklaması!

İzmir Kent Konseyi, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi hakkında basın açıklaması yaptı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜKTEDİR.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ HEPBİRLİKTE YAŞATACAĞIZ! başlığı ile yapılan açıklamanın tamamı ise şu şekilde:

Türkiye, kadına yönelik şiddetin ciddi boyutlarda yaşandığı, her üç kadından en az birinin hayatının bir döneminde fiziksel şiddete uğradığı bir ülkedir. Bu güzel ülkenin kadınları olarak, yıllardır, yılda en az 450-500 kadın cinayetinin cezasız kalmamasına çok emek verdik. Önlem alınsın, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa mış gibi değil, gerçekten uygulansın diye çaba harcadık. Siyasi iradenin, iktidarın kadından yana olması, ev içinde şiddete uğrayan çocukları, yaşlıları, engellileri, gençleri ve hatta erkekleri yani herkesi, hepimizi koruması için çok dil döktük, çok anlattık, her hal ve şartta taleplerimizi dillendirdik, mahkeme salonlarından adeta çıkamadık.

Gerçekler böyleyken, bir gece ansızın Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi kısa adıyla “İstanbul Sözleşmesi”nin fesh edildiği Resmi Gazete’de yayınlanıverdi. Kararname’nin içeriği, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk imzacısı olmakla gurur duyduğumuz, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin yani İstanbul’un çekilmesiydi. Ve hatta bu karar, Avrupa Konseyi’ne de bildirildi, üç aylık çıkış süreci işletilmeye başlandı.

Bu yaşadığımız bir ilktir: Türkiye ilk kez bir uluslararası insan hakları sözleşmesinden çıkmak istiyor. Hem de bu, tek başına Cumhurbaşkanının imzasıyla koskoca bir ülkeye, 42 milyon kadına dayatılmak isteniyor.

İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak bu tek imzalı kararın halkın çoğunluğunun iradesini yansıtmadığını, iç hukukumuza uygun bir işlem olmadığını biliyoruz. Bu açıklamamızda bunu dile getirmek istiyoruz.

Türkiye, ‘’ben yaptım oldu’’ cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası sözleşmelere taraf olma ve taraf olmaktan çıkma süreçleri Anayasa’da ve yasalarda belirlenmiş kurallarla yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmış bir Kanun’la, 6251 sayılı Kanun’la, kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden bu Kanun’u yürürlükten kaldıran bir Kanun olmadan çıkılamaz. Cumhurbaşkanı, yasayla Kabul edilmiş bir konuda Kararname çıkararak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ne bağlılığını sonlandıramaz. Bunu yapmaya kalkışmak, Anayasa’ya ve yasalara aykırı bir işlemi denemektir.

Diyorlar ki, 15.07 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Milletlerarası Andlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’’nin 3.maddesi Cumhurbaşkanına Uluslararası Sözleşmeleri fesih yetkisi veriyor. Yani Cumhurbaşkanı bir imzayla kendisine yetki vermiş, bir diğer imzayla bu yetkisini İstanbul Sözleşmesinden çıkmak için kullanmış. Bu anlamsız, aynı zamanda da doğru olmayan bir iddiadır. Çünkü söz konusu Kararname’de verilen yetki fesih değil, feshi durdurma yetkisidir. Cumhurbaşkanı ancak idari, ticari, ekonomik ve teknik anlaşmalar ve uygulama anlaşmaları için düzeltici yetkiler kullanabilir. Daha da açık deyişle, Cumhurbaşkanının temel, siyasi ve kişisel hak ve hürriyetlerle ilgili sözleşmelerden çekilme yetkisi yoktur. Bu yetki sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir.

İşte bu nedenle, 20 Mart 2021 tarih, 31429 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi aslında yok hükmündedir.

Biliyoruz ve bilinsin istiyoruz ki, Istanbul Sözleşmesi yürürlüktedir.

İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz bir işlemle uygulamadan kaldırmak mümkün değildir.

Cumhurbaşkanı kadınların sesini, çocukların feryadını, halkın büyük çoğunluğunun sesini duymalı, hatasından dönmeli, hepimizi kaygılandıran, Türkiye nereye koşuyor diye düşündüren kararını gözden geçirip, akıl ve hukukun gerektirdiğini yapmalı, hukuken geçerli olmayan işlemini geri çekmelidir.

Biz İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak, eşit insan olmak ve şiddete uğramadan yaşamak talebimizi düzenleyen bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 gününden beri savunduk, savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz.

Yasal başvuru haklarımızı da elbette kullanacağız.

Bu açıklamamızla, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, tüm siyasi partileri, baroları, sendikaları, meslek örgütlerini ve tüm sivil toplum örgütlerini İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan bizim gerekçelerimizi dinlemeye, sesimizi duymaya ve göreve, medyayı da sesimizi duyurmaya davet ediyoruz.

Çünkü kadın insandır.
Çünkü kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, gençler, LGBTİ’ler şiddetsiz yaşama hakkında sahip insanlardır.
Çünkü İstanbul Sözleşmesi hepimizi yaşatır!
Çünkü İstanbul Sözleşmesini hepbirlikte yaşatacağız!

Yayınlama: 24.03.2021
A+
A-
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.