İZTO Başkanı Özgener’den konkordato yorumu

İZMİR TİCARET ODASI (İZTO) MECLİSİNDE KONUŞAN İZTO YÖNETİM KURULU BAŞKANI MAHMUT ÖZGENER, KONKORDATO İLAN EDEN FİRMALARDAN DOLAYI TEDARİKÇİLERİN ALACAKLARINI TAHSİL EDEMEME SORUNUNUN BÜYÜDÜĞÜNÜ BELİRTEREK, “BU NEDENLE, HER ÖNÜNE GELEN FİRMANIN KONKORDATOYA BAŞVURMASI ÖNLENMELİDİR” DEDİ.

İZTO Başkanı Özgener’den konkordato yorumu
Yayınlama: 28.11.2018
A+
A-

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, konkordato ilan eden firmalardan dolayı tedarikçilerin alacaklarını tahsil edememe sorununun büyüdüğünü belirterek, “Bu nedenle, her önüne gelen firmanın konkordatoya başvurması önlenmelidir” dedi.

İZTO kasım olağan meclis toplantısında, gündem maddelerinin onaylanmasının ardından İZTO yönetiminin bir yıl boyunca yaptığı faaliyetler anlatıldı. Mecliste konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, ekonomide bahar havası olmasa da, geçen aylardaki fırtınanın durulmaya ve piyasaların bir miktar da olsa sakinleşmeye başladığını ifade etti. Özgener ayrıca, “Özellikle konkordato ilan eden firmalardan dolayı tedarikçilerin alacaklarını tahsil edememe sorunu giderek büyüyor. Bu nedenle, her önüne gelen firmanın konkordatoya başvurması önlenmelidir” çağrısında da bulundu.

“Pazarla rekabet edemiyorum”

Kitap, Kırtasiye, Büro Makineler ve Oyuncak Grubundan meclis üyesi Adil Özyiğit de, oyuncak sektörü hakkında yaşadıkları sıkıntıları aktardı. Özyiğit, “Biz oyuncakçılar bu kadar büyük denetimlerden geçerken, ben kendi sektörümde pazarcılara yeniliyorum. İzmir’in her yerinde her gün pazar var. Bununla alakalı çalışmalar yaptık. Bu çalışmaların içinde bu pazarları kim denetliyor diye baktık ama denetlenmiyor. Ben bir fiş kesmediğimde incelemeye kadar gidiyorum ama herhangi bir pazar yerinde fiş kesildiğini gören var mı? Bu pazar yerleri, üreticinin ürettiği ürünü bir an önce çevirmesi için kurulmuş. Burada tekstil satılsın, araba yedek parçası satılsın, bal satılsın, peynir satılsın diye kurulmamış. Ben ithalatçıyım, üreticiyim ama pazarla rekabet edemiyorum. Pazar esnafının kayıt altına alınması, vergisini vermesi ve yanında çalıştırdığı adamın SGK primlerini yatırmasını istiyoruz. Sağlık denetiminden geçmiş bile olsa ambalajında herhangi bir hata olmaması gerekiyor. Hem üretim hem ithalat yapan biri olarak pazara yenik düşüyorum” diye konuştu.

“Aşacağımızdan eminim”

Mecliste hem İzmir hem de Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Özgener, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın piyasaları canlandırmak için açıkladığı vergi indirimlerini; ülke ekonomisi için nokta atışı yerinde bir karar ve sektörler için müjde olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vergi indirimlerinin sağlayacağı maliyet düşüşleri, nihai satış fiyatlarına da yansıyacaktır. Vergi indirimlerinin de, enflasyonla mücadeleye destek olacağı inancındayız. Sektörlere nefes aldıracak tedbirlerin açıklanması piyasaları olumlu yönde etkiledi. Geçmişte yaşadığımız sıkıntılı dönemlerin hepsini aştık, bunu da aşacağımızdan eminim. Yeter ki sorunların kök nedenlerini doğru tespit edelim, akut sorunlara günlük çözümlerin ötesinde, yapısal sorunların orta ve uzun vadeli kalıcı çözümlerine odaklanalım.”

Türkiye ekonomisi için öneriler

Türkiye ekonomisi ile ilgili bazı önerilerde bulunan Özgener, “Türkiye ekonomisinin temel sorunlarından olan enflasyon ve faiz oranlarını yüzde 5’lerin altına kalıcı bir şekilde indirmenin yollarını aramalıyız. Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açığı kapatmanın en sağlıklı yolu olan ihracatımızı artırmalı ve sürdürülebilir kılmalıyız. Yatırımcı güvenini güçlendirecek, özellikle Avrupa’daki yavaşlamanın ve kur şoklarının etkisini en aza indirecek güven artırıcı tedbirlere devam etmeliyiz. Bilim, teknoloji, AR-GE, marka, tasarım ve inovasyona hem devlet bütçesinden hem de firmalarımız bütçesinden daha fazla pay ayırmalıyız. Ülkemizde üretimi yapılabilecek ürünlerin ithalatına son vermeliyiz. Uzay ve havacılık, petrokimya, yenilenebilir enerji, organik tarım, tarıma dayalı sanayi, teknik tekstiller, medikal ürünler, yazılım, sağlık turizmi gibi daha yüksek katma değere ve teknolojik içeriğe sahip ürünlerin üretimi ve ihracatına yönelmeliyiz” ifadelerini kullandı.

“Her önüne gelen firmanın konkordatoya başvurması önlenmeli”

Önerilerini sıralamaya devam eden Özgener, şöyle konuştu:

“Nesnelerin interneti ile verimliliği artırmalı, Blockchain sistemini, yapay zekayı, Endüstri 4.0 ile dönüşümü bir an önce yapmalı, dijital altyapı yatırımlarını incelemeli, siber saldırılardan korunmalıyız. Ekim ayında Cumhurbaşkanımız ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in katılımıyla İzmir-Aliağa’da açılan Star Rafinerisi dış ticaret açığımızı yıllık yaklaşık 1,5 milyar dolar azaltacak. Ülkemize ve İzmir’e bu tip dev yabancı yatırımları çekmek için yaptığımız çalışmaları sürdürmeliyiz. Piyasanın mevcut durumu nedeniyle birçok firmamız tahsilat sorunu yaşıyor. Özellikle konkordato ilan eden firmalardan dolayı tedarikçilerin alacaklarını tahsil edememe sorunu giderek büyüyor. Bu nedenle, her önüne gelen firmanın konkordatoya başvurması önlenmelidir. Türkiye ekonomisi bankacılık sektörü ile bir yere kadar geldi ama daha ötesi için sermaye piyasalarının güçlendirilmesi ve halka açılacak şirketlere ek teşvikler getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’deki hane halkı tasarrufların dağılımına baktığımızda yüzde 85’nin kısa vadeli mevduattan ve yüzde 15’lik kısmının ise uzun vadeli finansmanı sağlayan sermaye piyasası araçlarından oluştuğunu görüyoruz. Bu dağılımın tersine dönmesi için bireysel emeklilik sistemi dahil olmak üzere yurtiçi kişisel ve kurumsal tasarrufların artırılması ve yatırımlara yönlendirilmesi gerekiyor.”

10 bin ihracatçı firması hedefi

2018 yılı ocak-eylül dönemi gümrük verilerine göre, 15,9 milyar dolarlık ihracatla İzmir’in Türkiye ihracatında yüzde 13’lük paya sahip olduğunu vurgulayan Özgener, “Bu ihracat tutarını artırmanın yanı sıra kentimizde 4 bin 800 civarında bulunan ihracatçı firmasını kısa vadede 5 binin üzerine ve orta vadede 10 binin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu arada İzmir’in önünü açacak mega projelerden biri olarak gördüğümüz Kemalpaşa Lojistik Köy projesinin alt yapı çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte kısa süre içinde hayata geçirilebilmesi için Oda olarak düğmeye bastık. İzmir’i bir lojistik merkez haline getirecek projede yine kardeş odalar ve kurumlarla birlikte hareket edeceğiz. Valimize ayrıntılı önerilerimizi ve işletme modelini kapsayan proje dosyasını sunduk. Daha sonra yatırımın tamamlanması ve işletme modeli ile ilgili Ankara’da temaslara başlayacağız” dedi.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.