Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Gülnur İspir

Kooperatifçiliğe genel bakış

Kooperatifçilik birlikte iş yapma, birlikte çalışma, kısaca iş birliğidir. Kooperatif ortakları için bir gelir unsuru devlet için bir kalkınma aracıdır. Kooperatiflerin temelinde; yardım, dayanışma duygusu ve iş başarma amacı vardır. İnsanlar el ve gönül birliğiyle zorlukların üstesinden gelmek için bir araya gelirler. Dünyada kabul gören ilk kooperatifçilik örneği

1844 yılında İngiltere’de görülmüş bunu Avrupa ülkeleri izlemiştir. Ancak 13. ve 19. yüzyıllar arasında Osmanlı-Türk toplumunda bulunan Ahilik sistemi, prensipleri, çalışanlara tuttuğu ışık ve çizdiği yol bakımından kooperatifçilik ilkeleri büyük benzerlik göstermektedir. Bu bakımdan kooperatifçilik fikrinin anayurdu ANADOLU’ dur demek pek de hatalı olmaz. 1863 yılında kurulan memleket sandıkları adı kooperatif olmasa da kooperatifçiliğin ülkemizdeki ilk sağlam adımıdır.

 Ülkemizde 1961 anayasasının 51. Maddesi ‘ DEVLET KOOPERATİFLERİ GELİŞTİRMEK İÇİN HER TÜRLÜ ÖNLEMİ ALMALIDIR’ diyerek hükümetleri kooperatifleri desteklemeye yöneltmektedir.

Türkiye Kasım 2015’ deki Uluslararası Kooperatifler Birliği (İCA) Küresel Kooperatifçilik konferansı ve genel kuruluna ev sahipliği yapmıştır. Bu prestijli konferansa ev sahipliği yapılması ülkemizdeki kooperatif sektörünün dünyadaki benzerleri arasında gördüğü saygının göstergesidir.

Kooperatiflerin en önemli başarı kriterlerinden biri ortak sayısıdır. Gerçek kişiler, şirketler, dernekler, kamu kurumları, memurlar kooperatif ortağı olabilirler. Kooperatifler ortak sorunlara, ihtiyaçlara ve hedeflere sahip çok sayıda ortağın iş birliği ile etkin hale gelirler. Ülkemizdeki kooperatiflerin ortak sayısı genelde düşüktür. Çok sayıda ortağı aktif halde tutmak için takım ruhu ve iletişim becerileri gerekir. Amaçlara yönelik çeşitli teknolojik ihtiyaçların özellikle kadın kooperatifleri tarafından edinilmesi güçtür. En önemli sermayeleri insan kaynağı olan ortaklarıdır. Ortakların inançları ve motivasyonları çok önemlidir. Bunun için güven ortamı gerekir. Güven ortamı da, şeffaflık, eşitlik ve adalet ile oluşabilmektedir.

Kooperatiflerin; siyasi, dini, etnik, ticari vs tüm yapılara eşit mesafede duruşları başarıları için vazgeçilmezdir. Kooperatifler bilinçli ortaklar ister. Başarılı kooperatifler ( Öğrenen organizasyon ) modelini uygular. Öğrenen organizma modelinde faaliyet alanlarına göre; mesleki ticari konuları içerdiği gibi kişisel gelişim takım çalışmaları, kollektif akıl, etkili iletişim becerileri gibi konularda kendini eğitir, geliştirir. Ayrıca ortaklarına ve kamuoyuna süreli ve düzenli bilgilendirme yaparak da kurumsal imajlarını güçlendirirler.

Kooperatifçilik sermayesi yetersiz ancak fikri olan kişilerin bir araya gelerek güçlerini birleştirdikleri ekonomik yapılardır. Ana fikir kollektivizmden ilham aldığı için sosyalist ülkelerde yaygın olduğu düşünülse de ABD ve Avrupa’da hatırı sayılır büyüklükte kooperatifçilik organizasyonları yer almaktadır. Ülkemizde komünist işi denilerek uzak durulan kooperatifçilik kendisini geliştirememiş şeffaflık eksikliği kooperatifçiliğe olan güven eksikliği nedeniyle halkın katılımının fazlalaşmasını engellemiştir. Kooperatifçiliğin dünyadaki konumunu izleyen ve ülke kalkınma ve büyümelerinde önemli yer tuttuğunu gözlemleyen merkezi idare ve yerel yönetimler kooperatifçiliğe  daha önem vermektedirler.

KADIN KOOPERATİFLERİ

Ülkemizde kadınların ekonomiye sağladıkları katkı resmi olarak hep geride kalmıştır. Türkiye istatistik kurumunun verilerine göre kadınların 2015’te iş gücüne katılım oranı % 31,3’ tir. Kadınların kooperatiflere katılımı okuryazarlık, düşük iş becerileri, bilgiye sınırlı erişimdeki toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile kısıtlanmaktadır.

Kadın kooperatifçiliğinin ülkemizde hareketlenmiş olması çok önemlidir. Bilindiği gibi müslüman ülkelerde kadın çoğunlukla çalışmayan, çocuk bakan, ev hanımı rolü alması bu ülkelerin neredeyse nüfusunun yarısı iş gücüne ve ülke kalkınmasına direk katılamamaktadır. Kooperatifçilik özellikle kadın kooperatifçiliği ev hanımlarının da evinden üretim ve işgücüne katılacak olması ülke kalkınmasına ve büyümesine ciddi katkıda bulunmaktadır. Kadın kooperatiflerinin ekonomik yönü olduğu gibi sosyal yönü de olduğu göz önünde tutulmalıdır. Tasfiye edilmiş bir kadın kooperatifinin dahi yakın çevresinde bıraktığı (Öğrenen organizma modeli dolayısıyla) unutulmamalıdır. Kadın kooperatiflerinin kar amacı güden diğer tür işletmeler ile aynı oranda kurumlar vergisine tabi tutulmasının tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir. Kadın kooperatifçiliğinin yaygınlaşarak büyümesi merkezi idare ve yerel yönetimlerin bu kooperatiflerin ortak kullanabilecekleri makine, ekipman ve teknolojileri elde etmelerinde hibe sistemleri geliştirerek destek vermelidirler.

Birlik, dayanışma ve başarı mutluluk verir. Mutluluğu üretmeden, tüketmeye hakkımız yoktur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER