Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Muammer Enginsu yazdı: Adımız Arapça Soyadımız Türkçe

Ahmet, Mahmut, Mustafa, Ayşe,

Ahmet, Mahmut, Mustafa, Ayşe, Fatma, Huriye

Toplumların hayatı da su gibidir. Zamanla  aktıkça kendine özgü bir yatak oluşturur. Bu akış bazen ani bazen de hisedilmeyecek değişimlerede gebedir. Günümüzde aklımıza pek getirmediğimiz ama giderek de kendiliğinden değişen bir durum var.

*****

Başlıyorum o halde.

  Benim ismim de dahil olmak üzere, yukarıda saydığım ve çocuklarımıza verdiğimiz pek çok ismin hangi dilden geldiğini biliyor muyuz? Ezici çoğunlukla Arapça’dan elbette. Ancak ekseriyetle bunu pek düşünmeyiz. Bu isimler toplumun benliğine o derece nüfuz etmiştir ki çoğu insan isminin Türkçe olduğunu sanmaktadır. El cevap. Elbette hayır.

*****

Peki neden böyle?

  Bunun en keskin ve birincil yanıtı bağlı bulunduğumuz inanç sisteminin doğduğu coğrafyadır. Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra zaman içerisinde Arap kültürünün ezici etkisinde de kalmışlardır. Çocuklarına Arapça isimler vermeye başlamışlardır. Giderek bu Arapça isimler İslami isim gibi algılanmaya başlamış ve bu şekilde de kabul görmüştür. Keza İslamiyetin yayılma serüveninde de bu gelenek mevcuttur. Bu o kadar ileri gitmiştir ki bazen anlamları çok kötü olan kelimeler bile ya kutsal kitaplarda geçiyor diye yada kulağa hoş geliyor diye çocuklara isim olarak verilmiştir. Halbuki ismin İslami olanı veya olmayanı diye bir kavram yoktur. Ayrıca bu kültürel geçiş ne dinin şartıdır ne de imanın.

*****

Durum sadece bizde mi böyle?

  Yanıt tabii ki yine hayır. Bütün dinlerde durum aşağı yukarı aynıdır. Bir din hangi topraklarda doğmuş ise  o medeniyetin ve coğrafyanın isimleri dinin yayılmasıyla birlikte başka toplumlara hızla geçer. Örneğin Hristiyan-Ortadoks  topluluk olan Gagavuz (Gökoğuz) Türklerinin isimleri  Aleksi, Vala, Yuriy, Stefan iken soyadları Pullukçu, Dimçioğlu, Topal şeklindedir. Benzer durum Hazar devletinin bakiyesi olan Karay Türklerinde de Musevilik etkisiyle yaşanmaktadır. Hatta Macaristan’da yaşayan Hun Türklerinde de Hristiyanlık etkisiyle durum aynıdır. Buna Karaman’dan mübadelede göç ettirilen Ortadoks Türkleri de katmam gerekir. Keza kendileriyle Yunanistan’ gezim sırasında da karşılaşma ve konuşma şansı bulmuştum.

*****

Ya diğer milletler açısından durum nasıl?

Nerdeyse değişmez bir kural olarak hemen hemen aynı. Finliler, Slavlar, Germanlar, Greekler, Farslar, Hindular, Zenciler veya diğer milletler. Kim hangi dini kabul etmiş ise o dinin kültürel dokusunun altına girmiştir. Bu, inancın ne denli kuvvetli bir duygu olduğunun göstergesidir aynı zamanda. Halbuki ismin Hristiyanı, Müslümanı, Musevisi, Şamanizmi, Şintoizmi, Budistti olmaz.

*****

Buraya kadar tamam. Devam ediyorum…

Gelelim soyadlarına. İster Anadolu Türkleri olsun, ister Karay , Gagavuz , Uygur Türkleri. Hemen hemen ezici çoğunlukla soyadlarımız Türkçedir. Diğer milletlerdeki soyad olgusunun durumunu henüz incelemiş değilim. Ancak Türklerde durum böyle. Türkiye’den Ahmet Günaçtı, Ayşe Kayahan, Tuğba Alkazak, Hidayet Eritici, hadi kendimi de örnek vereyim Muammer Enginsu. Gagavuzya’dan Vala Pullukçu, Aleksi Topal gibi örnekleri arttırabiliriz.

*****

Aidiyet duygusunun yanı sıra bütün bunların başka  sebepleri de olsa gerek. Görülüyorki Türkler için inançları  adları kadar, milliyetleri de soyadları kadar önemlidir. Adında ve soyadında dini ve etnik kimliğini bu denli kuvvetli ifade eden kaç topluluk vardır bilmiyorum. Türkler her zaman soylarına ve lakaplarına önem vermişler, bu zamanla soyadlarına da yansımıştır. Lakap alma meselesi ise başlı başına eğlenceli ayrı bir yazı konusu.

*****

Durum değişiyor…

Müslümanlığın kabulü ile Araplardan çokça etkilenen Türk toplumu imparatorluktan ulus devlete geçiş yapan her millet gibi giderek kendi özüne dönmekte bu da isim hanesine yansımaktadır. Artık çecremizde eskiye göre daha fazla Türkçe isim görüyoruz. Alper, Ege, Efe, Çağdaş, Barış

Tunçalp, Kutay, Tuğra, Ayda, Günce, Şirin, Beliz, Türkü.

*****

Günümüzde hemen hemen hiç kimse çocuğuna Abuzettin, Hüsameddin, İneyetullah, Şerafeddin gibi isimleri tercih etmiyor. Ulus devlet serüveni kendi akışına bir dere yatağı oluşturuyor. Bu değişim bazen ani bazen hissedilmeden gerçekleşiyor. Türk toplumları ulus devlet modeliyle kendi kültürüne doğru sessiz ve derinden bir yolculuğa devam ediyor. Henüz bu yolun 100 yılını yürüyebildik. Daha önümüzde uzun bir seyehat var. Görülüyor ki kendi özsuyundan mayaladığı Türkçe isim hanesinde de kendini hissettirecek.

Gelecekte yine bizim için en önemli değerleri adımız ve soyadımızda yaşatacağız.

Sözcükler birer sihirdir. Ona yüklenen anlam çocuklarınıza da ömür boyu yüklenecektir.

Aklımızda olsun…

O halde değiştir oyunu gelsin bu hafta:

Youtube: Muammer Enginsu TV

Sosyal Medya Hesapları:

Facebook, instagram, twitter: Muammer Enginsu

Bize her konuda sayfadaki mail adresimize yazabilirsiniz