Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Muammer Enginsu yazdı: Dilsiz kavalın dili

Hadi gelin birlikte bir

Hadi gelin birlikte bir yolculuk yapalım bu gün.Pazar gezmesi olsun. İki şehir , iki yürek görüŕ keyfimize bakarız.Olur mu?Neden olmasın.Binin benim kanatlı öyküme, şöyle seyyah olalım alemde.

******
 Sene 2004. Yer Konya- Ereğli. Günlerden pazar mevsim yaz. Hem öğretmenlik yapan hemde müzik evi işletmeye çalışan ben ve bir de müzik grubumuz var. Radyo programları, konserler, etkinlikler ve özel dersler. Lise mezunu bir genç geldi yanıma bir gün. Kaval çalıyorum dedi. İsmi Mehmet. Baktık güzelde üflüyor. Gruba aldık. Bir zaman sonra tayin istedim İstanbul’a. Sonuçlanmasını bekliyorum. Mehmet, abi ben de gelebilir miyim diye tutturdu. Ne yapacaksın İstanbul’da? Hadi ben de var biraz eksik tahta senin de çiviler yerinden mi oynadı be çocuk dedim. İlla kaval öğrenecek. Kaval da en yetkin kişi de İstanbul’da. Sinan Çelik. İyi de nasıl yapalım nasıl ulaşalım? İnternet çağının daha başlangıcındayız. Telefonu yok adresi yok. Diyelim ki bulduk kabul edecek mi ki seni? Koskoca Sinan Çelik o kavalın piri. Kaval denince akla ilk gelen. Hocaların hocası. Kavalda Sinan Çelik’ten öncesi ve Sinan Çelik’ten sonrası dedirten dev isim. O kim? Biz kim?

******
  Böyle yüzlerce düşünceye gark olmuşken bir yerlerden bir telefon numarası bulduk. Geçmiş gün sanırım Ereğli’ye konser organizasyonu yapmaya gelen bir organizatördendi. Bütün cesaretimi toplayıp aradım. İnanılır gibi değil telefonu açan Sinan Çelik’ti. Kendimi tanıttım. Ben Muammer Enginsu. Konya-Ereğli’de öğretmenim. Müzik ile uğraşıyorum. Yanıma bir genç geldi. Israrla kaval öğrenmek istiyor. Hocam ben yetkin değilim bu konuda nasıl yapmak lazım ne etmek lazım. İstanbul’a tayinim çıkacak yakında bize bir yol yordam?

******
  Bendeki özgüvene bak. Deli cesareti diyorlar buna dedirten cinsten. Sinan hoca sabırla dinledikten sonra İstanbul’a geldiğinde yanıma gelin adresim şurası dedi ve kapattık telefonu. Bir yol gösteren olacak umuduyla yanıp tutuştu Mehmet. Ben de şaşkın ördek yavrusu gibi bakındım sağa sola. Vay be Sinan hocaya ulaştık üstelik telefonu o açtı. Bize yanıma gelin dedi. Alakadar oldu. Bizi doğru bir hocaya yönlendirir sanırım falan diye hayal kuruyoruz. Gök sevinciz.

******
  Haftalar sonraydı tayinim çıktı vardık İstanbul’a. Bir eve yerleştikten bir hafta sonra geldi Mehmet. Tuttuk Sinan hocanın yolunu vardık stüdyosuna. Kapı açıldı. Açan kendisiydi. O dev kaval üstadı karşımızda duruyordu. İçeri girdik. Birkaç hal hatırdan sonra ufaktan kendimi anlatıp konuyu Mehmet’e bağladım. Böyleyken böyle dedim. Kaval öğrenmek istiyor. Çok istekli. Ne yapabiliriz. Gelsin hoca dedi. Gelsin. Burada öğrenir. Aman Allah’ım Sinan Çelik bizim Mehmet’i öğrencisi mi yapacak. Mehmet uçtu havalara. Hayalini bile kuramayacağı bir şansa sahip olmuştu. Olmuştu da nasıl olacaktı? Para pul? Sinan Çelik kaça ders verirdi ki? Nasıl ödeyeceğiz o parayı? Sormaya bile dilim varmıyordu. Ikına sıkıla baklayı çıkardım ağzımdan. Hocam çok teşekkürler çok sağ olun da kaça olur bu iş? Ne kadar ders saati? Biz ödeyebilecek miyiz? Kem küm.

******
  Para pul istemedik ki hoca dedi. Gelsin yanımızda öğrensin. Cümleyi tekrarlatma ihtiyacı duyduk. Gözlerimiz fal taşı gibi kulaklar kepçe dinledik. Bu çocuk sandığımdan yetenekli olmalı dedim kendi kendime. Yoksa niye parasız ders vermeyi istesin. Gel zaman git zaman Mehmet orada 1 yıl ücretsiz ders aldı. Ve ben zaman içinde bu davranışın Sinan Çelik’in genel tavrı olduğunu, kapıya gelen kimseyi çevirmediğini ülkedeki yüzlerce kaval çalan çocuğun hocası hatta hocaların hocası olduğunu öğrendim.

******

  İnsanlığımı ayna karşısına alıp sorgulatan böyle insanlardan öğrenecek ne çok şey vardı. On altı yıllık tanışıklığımızda Sinan Çelik beni her defasında şaşırtmaya devam etti. Bıkmadı usanmadı şaşırtmaya devam ediyor üstelik. Artık yapacak bir şey yok ben onu öyle kabul ettim. Kıymetli aranjörüm ve çok değerli müzik adamı Kemal Sahir Gürel’e giden yolu da kendisi açmıştı. Sene 2020 yine Sinan hocanın kapısındayım. Bu defa  bir program çekimi için. Biraz da onu ve onun gibileri yazmak istediğim için. Belki yaptıklarını ödeyemem ama içtiğim bir kahvenin hatrını saklı tuttuğumu gösterir ve vefa duygusunun yüceliğini yaşayabilirim. İnsan güzel insanlar ile güzelleşir. Beslendiğim ırmaktaki en berrak gözelerden biridir Sinan Çelik.

******

 Onunla yaptığımız program çekimini yazının içindeki videoda bulacaksınız. Müziğe yaptığı katkının ötesinde çoban çalgısı diye aşağılanan ve yok olmaya yüz tutmuş ve öz kültürümüzün mayası olan kavalı,  köyden alıp önce ulusal sonra da uluslar arası boyuta taşıyan, dünya müziğinin içine sokan, yetinmeyip Fransa’da bile kaval grupları oluşmasına vesile olan, dünyaya kaval çaldıran bu eşsiz insanın koca yüreğini getirdim size. Onu yakından tanıyın istiyorum. Bir gün  heykelini yapmak gerekirse kavalın üzerine kocaman bir kalp yapın yeter. İste o kalp Sinan Çeliktir.

Nasıl sevdinizmi bu pazar gezmesini?

Youtube Kanalı: Muammer Enginsu TV

İnstagram,Facebook,Twitter: Muammer Enginsu

Karikatür: Sadık Poyraz

İstek ve önerililerinizi bana e-posta adresinden iletebilirsiniz.

heryerdemuzikvar@hotmail.com