Muammer Enginsu yazdı: Hepi Bört Dey Tu Yu

 Evet. Ömrümüz boyunca hemen hemen her doğum günü partisinde duyduğumuz dizeler yukarıdaki.

*****

 Doğum günü kutlama geleneği olan bir aileden gelmiyorum. Böyle bir alışkanlığım da pek olmadı o yüzden. Bazen eşin dostun, çoğu zaman hatırlamadığım doğum günümü kutlamak için yaptığı birkaç sürpriz dışında öyle kalıcı pek anım da yok. Bu bir serzeniş değil asla. Tam aksine pek de sevmem doğum günü işlerini ben. Anlamlı gelmiyor nedense. Yeni bir yaşa girdiğim için sevinmem gerektiği fikrini kim aşılamaya çalışıyor bize belli bile değil.

*****

 Tarihi bilgilere göre eski Mısır’dan Firavunların doğum gününün kutlanmaya başlanmasıyla ortaya çıkmış ve oradan zaman içerisinde Hıristiyanlığa geçerek dünyaya yayılmış olan bir gelenek. Hep şu Kleopatranın işi. Ne kadınmış arkadaş. Her taşın altında izi var.

*****

 Eski Türklerde de bir ad kutlama geleneği var ama onun bu çeşit bir kutlamayla ilgisi yok elbette. Bambaşka bir gelenektir kendisi. İlgilenenler bakabilir tarihi gerçekliğine.

*****

 Bana oldum olası saçma gelmiştir konu. Kapitalizm ve tüketim kültürü pek sever böyle günleri. Bayılır, hem de bayılır. Doğum günlerinde neler olur? En basit haliyle pasta, mum, balon, süs, hediye. Evet, olmazsa olmaz hediye. Taktir edersiniz ki konuyu abartmak isteyenler için bir sınır yok . E elbette bunlarda satış ve para demek. Hazır fırsat oh mis. Hayalinizi kısıtlamayın, cebinize kuvvet.  

*****

 Şimdi kötü bir şey mi bu peki? Hayır değil. Bir sakıncası yok. Güzel bir gün geçirmenin aracı olarak bakarsanız sorun yok. Ama kapitailzmin yönlendirdiği şekilde algılarsanız ayvayı yediniz. Üzerimizdeki mahalle baskısını yırtıp atalım. İllaki pasta, mum, hediye üçlemesi olmak zorunda değil. Kendi özgün kutlamanızı üretebilirsiniz. Size öğretilen algının dışında da mutlu olabilirsiniz. Hatta eminim  daha mutlu olacaksınız.

*****

  Peki bu kültür olayı nasıl bir kültür emperyalizmine dönüştü? Konuyu uzun uzun anlatıp sıkmak istemiyorum. Anadoludaki herhangi bir annemizin başlıktaki şarkıyı söylemek zorunda hisetmesi veya bunun güzel bir şey olacağını düşünmesi kadar acı bir durum olamaz bir ulus devlette. ‘’The’’ ile başlayıp Türkçe devam eden otel, site, gökdelen adları kadar saçma. Bu anglo sakson sömürge sistemi (emperyalizm) her fırsatı ustalıkla kullanır.  Virüs gibi farketmeden bedeninize girer ve yerleşir. Sonra bir bakarsınız ki onun esiri olmuşsunuz. Altı bebek üstü şişhane dolaşır durursunuz milliyetçilik düdüğü çalarak ortalıkta.

*****

  Efendim kültür aktarımı olmasın mı? Etkileşime karşı mıyız? Külliyen hayır. Ben zihinlerimizin köleleşmesine karşıyım. Dünyaya parmak izi gibi farklı farklı gelen insanoğlunun tekdüzeleşmesine karşıyım. 

*****

  Bilmediğiniz bir yiyecekle karşılaştığınız da sormuyor musunuz bu ne diye? Düşünmüyor muyuz yersek ne olur acaba? Bunu neden sormuyoruz? Soralım efendim soralım. Doğum günü ile ilgili şarkılarımız olmazsa başka ülkelerin melodilerini onların diliyle papağan gibi tekrarlar dururuz. Önce dilimize, sonra zihnimize, sonrada ruhumuza yapışır kalır bu emperyal virüs.

*****

 Çok sevdiğim bir kardeşimin ‘’abi bu doğum günümde bana ne hediye alacaksın’’  şeklindeki sorusu üzerine yazmıştım size dinleteceğim ‘’Doğum Günü’’ parçasını. Dedim ki, ona hayat boyu unutamayacağı özel bir hediye vereyim. Mum, pasta, kazak, çorap türünden değilde benim ürettiğim bir şey olsun. Bunları düşünürken farkettim bir elin parmakları kadar bile doğum günü şarkımız yok bizim. O halde birini ben yazmalıydım. Yazdım ve kardeşime yolladım. Çok sevindiğini görünce bir sürpriz daha yaparak yazdığım o şarkıyı albümede aldım. Bu gün dinleyeceğiniz “Doğum Günü” isimli eser onun sayesinde vücuda geldi.

*****

 ‘’Hepi bört dey tu yu’’ demek zorunda değiliz. Biz kendi melodilerimizle ve kendimize özgü kutlayabiliriz o özel günleri…

 Bayramınız kutlu olsun. Keyifli dinlemeler.

Doğum Günü :