Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Muammer Enginsu Yazdı:Hayvanseverlik Üzerine Tehlikeli Düşünceler 2

Sabahları kahvaltı etmeden önce

Sabahları kahvaltı etmeden önce sokak hayvanlarının karnını doyurmaya, onlara bir kap su vermeye, bir yuva yapmaya çalışan güzel yürekli insanların bu güzel davranışları sömürülüyor olabilir mi?
Sokak hayvanlarına mama vermek “in”, sokak hayvanlarına yiyecek artıklarını vermek “out”.
Toplumsal davranışlarımız nasıl değiştiriliyor?


Dünya evcil hayvan pazarı ekonomisi 160 milyar dolar civarında. Türkiye’de ise pazar yaklaşık 2 milyar dolara yakın. Pazar her yıl ortalama %15 büyüyor. Ne kadar da iştah kabartıcı değilmi?
Türkiye’de 2016 verilerine göre hane içinde evcil hayvan besleme oranı %7.  Türkiye’de hazır mama ile beslenen köpek oranı %11 iken kedi oranı %25. Hayvan sahiplerinin aylık harcaması yine 2016 verilerine göre 100-500 TL arasında. Bu miktar bu gün çoktan 3 katına çıktı bile.


Durum böyle iken bu pazara gözünü diken mama şirketleri boş dururmu sizce?
Mama şirketlerinin veterinerlik fakültelerine hey yıl milyonlarca dolarlık burs, hibe ve taraflı bilgi verdiği bilinmeyen bir şey değil. Veterinerler de onların manüple ettiği bilgilerle mezun olmaktalar. Bu gün kaç veteriner kedinize, köpeğinize mama yedirmeyin diyebilir sizce? Peki bu hayvanlar 50 yıl önce ne ile besleniyorlardı? Geçen 50 yılda beslenme alışkanlıkları ve sindirim sistemlerimi değişti?
Şu soruları da sormak istiyorum:
Hazır mama ile beslenen hayvanlar neden obeziteye yakalanıyor?
Bu hayvanlar neden mama bağımlısı oluyorlar, mamaların içine bağımlılık yapan maddeler konuluyor olabilir mi?
Mamaların içinde gerçekte ne tür maddeler var, örneğin sokak hayvanlarının gereğinden fazla ve hızla üremesini sağlayacak maddeler ekleniyor olabilir mi?


Evcil hayvan besleme oranı ve sokak hayvanlarının sayısı ne kadar artarsa şirketlerin kazancıda o denli artıyor. Peki bu mama şirketleri bu güzel dostlarımızın sayılarının artması için çalışmıyorlar mıdır sizce?
Bu gün dünyanın her yerinde sosyal medyada en çok izlenen videoların başında kedi, köpek videoları geliyor. Sosyal medyada paylaşılan bir gönderi normalde takipçilerinizin sadece %10’una ulaştırılırken nasıl oluyor da bu videolar hep en çok izlenen kategoride olabiliyor. Sadece tesadüften ibaret olabilirmi? Siz 160 milyar dolarlık bir pazarın içinde para kazanan bir şirket olsanız her yıl %15 büyüyen bu iştah kabartan ekonominin daha da hızla artması için yatırım yapmaz mısınız? Hibe, destek ve sosyal sorumluluk projeleri adı altında hayvan derneklerinden veterinerlik fakültelerine, sosyal medyada moda ve akım yaratmaktan insan düşünce ve davranışlarını kendi istedikleri yönde değiştirmeye kadar uzanan daha pek çok alanda etkili olmaz mısınız? El cevap. Dünya artık böyle yönetilmiyor mu?


Natural Rearing Newsletter (Doğal Yetiştiricilik Bülteni) yazarı Marina Zacharias’a göre, Amerika’da hayvan barınaklarından yılda yaklaşık 5 milyon evcil hayvan kesimhanelere gönderilip mama fabrikalarına et olarak satılıyor.  Ann N. Martin de “Food Pets Die For” (Hayvanların Uğruna Öldüğü Besinler) kitabında bu konuyu ele almış. Üstelik bu tür araştırmalar azımsanmayacak düzeyde. Siz köpeğinizi yada kedinizi beslerken ona başka bir kedi yada köpeği yediriyor olabilir misiniz?


Tekrar soralım. Köpekler ve kediler bundan 50 yıl önce ne yemekteydi? Bu gün ne yemekteler?
Bu işte sizce de bir dümen yokmu? Hazır mama pohpohlanıp cilalanırken sokak hayvanlarına yardım etmek isteyen o güzel yürekli insanların da duyguları sömürülmüyor mu? Çağımız algı yönetimi çağı. Her türlü iletişim araçlarını kullanarak bunu gerçekleştirmek inanın çok kolay. Bu soruların karşılığını bulacağınız onlarca makale çoktan bilim çevreleri tarafından kaleme alındı bile.


Bilirsiniz “kapitalizm gölgesini satmayacağı ağacı keser” diye bir söz vardır. Aklımızın bir köşesinde bulunsun. Bir olay yada davranış ne zaman hızla popüler oluyorsa arkasından bir güç onu itiyor demektir.
Onların yarattığı algı dünyasının esiri olmak zorunda değiliz. Biraz muhakeme ile kendi özgürlük alanımızı çok rahat yaratabiliriz. Böylece ranta alet olmadan hayvan dostlarımızla daha sağlıklı bir bağ kurabilriz.
Dipçe: Bu hafta “Her Yerde Müzik Var”dan Konyalım sizlerle.

Youtube: Muammer Enginsu TV
Sosyal Medya Hesapları:
Facebook, instagram, twitter: Muammer Enginsu
Bize her konuda sayfadaki mail adresimize yazabilirsiniz