Onlar 112’nin motorize kahramanları

NORMAL BİR AMBULANS DA OLMASI GEREKEN TÜM EKİPMANLARA SAHİP OLAN MOTORİZE EKİPLERİN, BU ÖZELLİĞİYLE SON YILLARDA AVRUPA STANDARTLARINI BİLE GEÇTİĞİ BELİRTİLİYOR.

Onlar 112’nin motorize kahramanları
Yayınlama: 08.11.2018
A+
A-

Acil durumlarda dar sokakları, yoğun trafiği aşan; yağmur, çamur, fırtına demeden zamanla yarışarak komuta merkezinden acil hastalara yönlendirilen 112’nin motorize kahramanları, her gün onlarca hastaya müdahale ederken, zaman zamanda ilginç durumlarla karşılaşıyor. Motorize ekiplerini gören bazı sürücüler polis sanıp emniyet kemerini takarken, bazı vatandaşlarda motorla hastaneye gideceğini düşünerek, “Oğlum ben motora binemem ki; nasıl gideceğim” diye şaşkınca karşılık veriyor.

Sağlık Bakanlığının 2009 yılında hayata geçirdiği proje kapsamında göreve başlayan 112 motorize ekipleri, özelikle acil durumlarda adeta hızır gibi yetişiyor. 112 Komuta Merkezinden yönlendirilen motorize kahramanlar, dar sokakları ve yoğun trafiği aşıyor; yağmur, çamur, soğuk hava demeden dakikalar içerisinde olay yerine ulaşarak vatandaşların hayatlarını kurtarıyor.

Günde 8-12 saat arasında çalışan motorize ekipler; özelikle; trafiğe yoğun alanlar, araç trafiğine kapalı bölgeler ve turistik bölgelerde görev yapıyor. Normal bir ambulans da olması gereken tüm ekipmanlara sahip olan motorize ekiplerin, bu özelliğiyle son yıllarda Avrupa standartlarını bile geçtiği belirtiliyor.

Türkiye’de şu anda 60 adet motorize 112 ekibinin bulunduğu ifade edilirken, İzmir’deki görevli toplam 7 motorize ekibi de anında müdahalelerle hastaları hayata bağlıyor. Zamanla yarışarak vakaya ulaştıklarında ilk müdahaleyi yapan motorize ekipler, daha sonrada ambulans aracı ile hastanın sağlık kuruluşuna naklini gerçekleştiriyor.

Karşılaştıkları ilginç anlarda var

Motorize ekipler, zaman zaman ilginç anlarla da karşılaşıyor. Vatandaşları bazıları 112 ekibini polis sanıp emniyet kemerini bağlıyor, bazıları da sağlık personellerine motora binemeyeceğini söylüyor.

İlk zamanlar 112 motorize ekiplerin sürücüler tarafından polisle karıştırıldığını ve hemen emniyet kemerini taktığını belirten doktor Vural Akçay, “Vatandaşımız alışmaya başladı; ama bazen büyük bir ambulans beklerken bizi görünce şaşırmalar olabiliyor. Motorlu araçlarımızda bir ambulansta olması gereken tüm ekipmanların aynısı mevcut. Bu ekipmanlar ile her türlü vakaya müdahale etme imkanına sahibiz” diye konuştu.

“Oğlum ben motora binemem ki”

Günde ortalama 3-4 vakaya gittiklerini, turizm sezonunda vaka sayısının arttığını söyleyen Akçay, bazen ilginç durumlarda karşılaştıklarını belirterek, “Bir defasında yaşlı bir teyzemize araç çarpmış. İlk müdahaleyi yaparken teyzemiz motorla kendisini hastaneye götüreceğimizi sanmış. ’Oğlum ben motora binemem ki’ diye söylemişti. Tabii biz ilk müdahaleyi yapıyoruz; ama daha sonrasında diğer aracımız ile hastayı güvenli bir şekilde hastahaneye intikalini sağlıyoruz” diye sözlerini noktaladı.

Motorize ekibi olmak öyle kolay değil

İzmir 112 motorize ekibinde görevli Paramedik Halil Gölcük ise tüm vakalara müdahale etme imkanına sahip olduklarını dile getirdi. Gölcük, “Bu göreve başladığımda ilk vakam doğum vakasıydı. Motorlarımızda boyunluktan EKG cihazına kadar tüm malzemelerimiz mevcut. Bizim amacımız hastaya en kısa sürede müdahalede bulunmak. Motorize ekiplerde görev almak için en az bir yıl 600 CC ve üzeri hacminde motor kullanmak ve gerekli ileri sürüş teknikleri eğitimi almak gerekiyor” dedi.

Verilen hizmet ve trafikte yaşadıkları durumla ilgilide bilgi veren Gölcük, “Avrupa standartlarının üstünde hizmet veriyoruz. Tepe lambamız ve sirenlerimiz olmasına rağmen yüksek sesle müzik dinlenmesi gibi sebeplerle bizlere yol vermiyorlar. Bizim isteğimiz bize güvenlikli bir şekilde yol vermeleri. Amacımız; hasta ve yaralıya en kısa sürede ulaşıp müdahale etmek” şeklinde konuştu.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.