Nöbetçi Eczaneler
Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu seçim çalışmaları için İzmir’e geldi.
Burada önce Partisinin, İzmir Kültürpark’ta bulunan İsmet İnönü Sanat Merkezi Bahçesi’nde düzenlediği iftar programına katılan Temel Karamollaoğlu daha sonra Gazeteci Uğur Dündar’ın hazırlayıp sunduğu Halk Arenası canlı yayın programına katıldı.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği iftar programının sürpriz misafiri İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu canlı yayın sırasında Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu’nu izleyenler arasındaydı.
Canlı yayınlanan Halk Arenası’nda Uğur Dündar’ın soruları cevaplayan Cuhmhurbaşkanı Adayı Karamollaoğlu; ilk olarak gösterişli iftar sofralarına dikkat çekerken şatafatın peygamber efendimizin reddettiği bir şey olduğunu , Müslümanlığın ilk döneminde tevazu ve sadeliğin zirve yaptığını,müslümanların her gittiği yerlerde güzel ahlak ile temayüz ettiğini ve bu sayede İslam’ın hızla yayıldığını ifade etti.
Ülkede yaşanan sorunlara dikkat çekerken bugün ihtiyaç duyulan en önemli konunun adalet olduğunu ifade eden Temel Karamollaoğlu ekonomide işleri iyiye gitmediğini ve iddia edilen büyümenin ise üretim temelli olmadığını, obezite hastalığına benzediğini söyleyerek şöyle konuştu :” Bugün Türkiye kalkınıyor deniliyor, doğru ama üretime dönük hiç bir yatırım yapmadılar. Sadece borçlanarak hizmet yatırımlarına ağırlık veriliyor, altyapı yatırımlarına ağırlık veriyorlar. Ne yazık ki Milli Gelir hesabında borç Milli Gelir’in içine dahil ediliyor. Bizim bütün kalkınma hamlelerimiz, köprülerimiz, yollarımız , inşaatlarımız tamamı borçla yapıldı. Ben bu tarz kalkınmayı obezite hastalığına benzetiyorum. Obezite , bir insanın 250-300 kilo olması güçlü olduğunun ifadesi değil, sadece şişman olduğunun göstergesi. Ve birde bu hastalık insanlara yağ bağlatıyor, hiç kas ve adale olmadığı içinde zayıf düşürüyor. Kendi kendini bile ayakta tutamıyor. İşte Türkiye’nin geldiği, geliştik, kalkındık dediği nokta obezite hastalığına tutulmuş bir ekonomiden başka bir şey değildir.”
