‘Temennimiz depremin olmaması. Ama olursa ne olur dememek için tedbir alınması gerekiyor’

GRI Sigorta Teknik Grup Müdürü Ayşe Mermer, Egeyön Haber’in sorularına özel röportaj ile yanıt verdi. Mermer, DASK’ın kapsamını, önemini, özelliklerini ve konut sigortası ile arasındaki farkı anlatırken, 30 Ekim 2020’de İzmir’de meydana gelen deprem sonrası DASK’a olan ilgideki değişimi de aktardı.

İşte GRI Sigorta Teknik Grup Müdürü Ayşe Mermer’e sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtlar:

DASK nedir? DASK’ın önemi nedir?

İnsanlık var olduğundan beri, ortaya çıkacak tehlikelere karşı kendilerini güvence altına almak istemişlerdir. Bu tehlikeler eğer birden çok kişiyi ilgilendiriyorsa ortaya çıkan risk veya tehlikeye “genel riziko” diyoruz. Deprem de genel rizikoya örnek teşkil eden en büyük olgudur aslında. Ülkemiz de maalesef uzmanların da söylediği ve bildiğimiz gibi ciddi bir deprem kuşağındadır ve bu nedenle deprem riski ile karşı karşıyadır. Nitekim, 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi’nden sonra gerçekten çok büyük can kayıpları ve ardından tabii ki maddi kayıplar yaşanmıştır. Bu noktadan hareketle kamu erki 2001 yılında zorunlu deprem sigortasını getirmiştir.

Hangi binalar DASK kapsamına alınabilir?

Hangi binalar değil de hangi binaların dışındakiler DASK kapsamına alınabilir dersek daha doğru olur. DASK kapsamı dışında kalan binalar; kamu kurum binaları, köy yerleşim yerlerinde mezralara yaptıkları binalar, tamamı ticari ve sinai rizikolar olan binalar, yine herhangi bir mühendislik projesi olmayan bu şekilde yapılmamış binalar, bir tadilat esnasında tadilat yapılırken dayanıklılığı zayıflatılmış binalar ya da yönetmeliğe uymadan tadilat yapılmış binalardır.

DASK’ın geçerlilik süresi nedir?

DASK’ın geçerlilik süresi ki biz ona ‘vade’ diyoruz, 1 yıldır. Ama DASK poliçesinin her vade bitiminde yenilenmesi gerekmektedir.

Apartmanda bulunan ortak alanlar DASK kapsamına alınabiliyor mu?

O apartmanda oturan kat maliki kişi DASK poliçesi yaptırdığı zaman, oturulan apartmanın ortak alanları da sigorta kapsamı içerisinde deprem riskine karşı teminat altına alınıyor. Ortak alanlardan kasıt; bacalar, istinat duvarları, merdivenler ve çatı gibi alanlardır.

Konut sigortalarının içinde deprem ve yer kayması ek teminatlarının olduğunu biliyoruz. Bunu göze alarak, deprem durumunda DASK yerine konut sigortası yaptırmamız yeterli olacak mıdır?

İki sigortanın görevleri ve teminatları farklıdır. DASK ile yaptırmış olduğunuz deprem sigortası limitini aşan bir binada oturuyorsanız, binanın değeri DASK poliçelerini aşan bir değerdeyse, DASK’ın teminat limitinin dışında kalan kısmı konut poliçesinde ihtiyari deprem olarak teminat altına aldırabilirsiniz.

Yer kayması riski ise deprem teminatına bağlı olarak verilen yer kayması riskidir ama “Deprem olmaksızın da ben yer kayması riskini teminat altına aldırmak istiyorum,” diyorsanız, o zaman yer kayması teminatını ek birim ödeyerek konut poliçesine dahil ettirmeniz gerekiyor.

Başta da söylediğim gibi, insanlığın böyle tehlikelere karşı kendini korumak istemesi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. DASK poliçelerini yaptırmalarını öneriyoruz ve vade bitiminde yenilerini öneriyoruz. Olası bir depremin ne zaman geleceğini hiç kimse bilemiyor. Bilim insanlarımızın aşağı yukarı tahminleri var ama kesin bir zamanla malesef öngörülemiyor. Deprem kuşağında bulunan bir coğrafyada yaşadığımızı düşünürsek, DASK poliçelerinin önemi ön plana çıkmaktadır. Kesinlikle yapılması gerektiğini düşünüyorum ki zorunlu bir poliçedir zaten.

Kaldı ki İzmir’de 30 Ekim 2020’de çok üzücü bir deprem hadisesi yaşandı maalesef. Bu felaketin tabii ki tekrar etmemesini diliyoruz. 30 Ekim’de İzmir’de yaşanan depremin sonucunda DASK grubunun binaları zarar görenlere ödeme yaptığını da hepimiz biliyoruz. Yazılı ve görsel basında bunları gördük zaten. Temennimiz olmaması. Fakat olursa “Keşke” dememek için tedbir alınması gerekiyor.