Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy Unutulmadı

Bu haberin fotoğrafı yok

20 Ocak 1993’te öldürülen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990’da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümü tarihleri arasındaki Ocak ayının son haftası her yıl ‘Demokrasi ve Adalet Haftası’ olarak anma töreni Denizli Valiliği önündeki Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirildi.

Denizli Valiliği önündeki Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen anma törenine CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, Baro Başkanı Müjdat İlhan, CHP Pamukkale İlçe Başkanı Osman Tabu, CHP Merkezefendi İlçe Başkanı Tolga Varlıker, CHP İl Kadın Kolları Başkanı Sündüs Seçkiner Başsorgun,Eğitim İş Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Ümran Aygün, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Nihat Çetin, STK üyeleri  ve basın mensupları katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasının ardından anma töreninde Baro Başkanı Müjdat İlhan bir basın bildirisi okudu.

Baro Başkanı Müjdat İlhan’ın bildirisi şu şekilde;20 Ocak 1993’te öldürülen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990’da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümü tarihleri arasındaki Ocak ayının son haftası her yıl ‘Demokrasi ve Adalet Haftası’ olarak kabul edilmiş, hep birlikte de idrak edilmeye devam edilmiştir. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda başta Muarrem Aksoy ve Uğur Mumcu olmak üzere Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Gaffur Okan gibi nice değerlerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Onları minnetle anıyoruz. Demokrasi Şehitlerimiz, yaşadığı topraklara sahip çıkarken, Türkiye Cumhuriyeti ve ulusu için demokrasiyi savunurken, ulusumuzun tam bağımsızlığını korumaya çalışırken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlattığı yolda katledilmişlerdir. Bunların hepsinin arkasında tam aydınlatılamayan, ortaya çıkarılamayan, devletin çeşitli kademelerinde odaklanmış, tetikçileri kimi zaman bilinen, zaman zaman delilleri karartan güçler, sorumluluklar ya da sorumsuzluklar bulunmaktadır. Ne olursa olsun, aydınlarımızın niceleri sizler gibi susmadı, susturulamadı ve susturulamayacak.

”Hukuk devletinin zedelendiği her ülke kargaşalıklarla, zorbalıklarla, dikdatörlüklerle karşılaşma yazgısı ile karşı karşıyadır.”

Fakat şunu da bilmenizi isteriz ki; bizlerde Cumhuriyeti’mize sahip çıkarak Türkiye’nin laik, demokratik ve çağdaşlık temelindeki mücadelesinde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bugün ülkemizi korumak için canları pahasına sınırlarımızı koruyan kahraman askerlerimiz gibi… Afrin’de ‘Zeytin Dalı’ Operasyonuna katılan mehmetçilerimiz gibi, ülkemiz için ölmeye hazırız. Her türlü savaşta ulusca Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Yurtta barış, Dünya’da barış’ ilkesiyle uzak durmaya çalışmaktayız. Ancak içinde bulunduğumuz süreçte de ülkemizin birlik ve bütünlüğü için bir arada olmak zorundayız. Şehitlerimize de Allah’tan rahmet, ulusumuza başsağlığı diliyoruz. Yıllar önce sevgili Uğur Mumcu, ‘Kanıtlanan bir başka gerçekte hukuk devleti sisteminin vazgeçilmez varlığı ve önemidir. Hukuk devletinin zedelendiği her ülke kargaşalıklarla, zorbalıklarla, dikdatörlüklerle karşılaşma yazgısı ile karşı karşıyadır.

”OHAL’de maalesef amacından uzaklaşmıştır”

Hukuk devleti bireylerin olduğu gibi sendikaların, partilerin, kurumların ortak güvncesidir’ diyordu. Son yıllarda ülkemizin geldiği nokta ise bu söylemin ne kadar manidar olduğunu ortaya koymuştur. Uğur Mumcu gibi aydınlarımızın ne kadar haklı olduklarını yaşanan süreç göstermiştir. 15 Temmuz’da hain darbe girişimi Sevgili Uğur Mumcu ve onun gibi canı pahasına direnenler dinlenmiş olsaydı gerçekleşmemiş olacaktı. Hain darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’de maalesef amacından uzaklaşmış, gazeteci, yazar, akademisyen, bilim adamlarımız dahil bir çok insanımız tutuklanmış, en temel hukuk normu olan masumiyet görmezden gelinmiştir. Farklı düşünce ve söze tahammül edemeyen anlayışa rağmen, biz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde; barıştan ve bilimden yana terörün ve bölücülüğün karşısında olan yurtseverler olarak bir gün mezarımızda güller açacak.

‘Ey halkım, unutma bizi
Birgün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak
Ey halkım, unutma bizi
Özgürlüğe adanmış, bir top çiçek gibiyiz şimdi
Hepbirlikteyiz
Ey halkım, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi’ diyen o yüce gönüllü insanı unutturmayacağımızı bir kez daha hatırlatıp, sonsuz saygılarımızı sunuyoruz”. sözleri ile son buldu.