Zeki Güven Yazdı: Frekanslarla İyileşme

Zeki Güven Yazdı: Frekanslarla İyileşme
Yayınlama: 24.12.2020
A+
A-

Merhaba,

Nasılsınız?

Naber?

Kanka ne yapıyon? gibi sorulara verdiğimiz cevap sanırım aynıdır.

‘’İyiyim’’ 

Ya da ‘’iyi diyelim iyi olsun’’. İyi olma durumu bizim için çok önemlidir. Çünkü kendimizi iyi hissettiğimizde güzel şeyler yaparız, gülücükler atar çevremizdeki herkesi de mutlu ederiz. İyi olmak sadece bedensel değil duygusal ve zihinsel olarak geçerlidir. Çünkü bunlardan birinde rahatsızlık oluşursa iyi olma kavramı sekteye uğrar. Şimdi sorum size; Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? İyi misiniz? İyi olmak nedir sizce? İyi olmak nerede başlar?

            Bu sorular sizi düşünceye sevk eder. Düşünceler kafamızın içindeki zihinsel alandır.  Sonra cevaplar gelmeye başlar.

  • Aslında iyiyim ama….
  • İyi olacağım da şu işlerim bir düzelse…
  • Ben iyiyim de insanlar tuhaf…
  • İyi olmam için, yardıma ihtiyacım var… vs

Bu liste uzar da uzar. Herkesin kafasında yüzlerce düşünce, dert, tasa, kaygı, korku gibi duygular var. Bu durum sadece düşüncede kalmıyor. Zihinsel yarattığımız her olumsuz duygu durumu, enerjisel boyutta fiziksel bedenimize etki etmekte ve bize zarar vermektedir. Yaydığımız olumsuz duygu sinyalleri bizi çevreler, hem dışarıya hem de kendimize etki eder. Böylece yaydığımız titreşim bedendeki ilgili bölgeye gider ve orayı hastalandırır. Yaptığımız en çok şey, zihnimizle sürekli konuşmak ve hesaplaşmak. Bu o kadar yorucudur ki, bazen zamana bırakmamız gereken konuları bile sürekli zihnimizde tutarak onu yorar ve negatif düşünceler besleyerek frekansımızı düşürürüz. Yapmış olduğum onlarca bireysel koçluk seansında bunu gözlemledim ve gördüğüm kadarıyla zihnimizle kavga etmekten doğru yolu bulamıyoruz. Zihinde kayıtlı olan bilgiler bize ait değil, dışarıdan bize öğretilen öğretiler. Bunları kabul edip kendi yaşam kalıbımızı da oluşturarak, hayatımızı bu kalıplar doğrultusunda yaşıyoruz. Ve hep aynı filmi sürekli izliyoruz. Zihin kalıbı aynı olunca hayat sahnesinde aynı oyuncular ve aynı oyun sürekli dönüp duruyor. İnsan beyni olumsuzu düşünmek, konuşmak ve paylaşmayı seviyor. Çünkü o daha heyecan verici geliyor. Aslında pozitif düşünce sizi daha iyi yapıyor. Orada ki tek sorun, pozitif düşündüğünüz duyguya inanmıyor olmamız. Pozitif düşünceleri bir kenara bırakırsak zihnimiz negatif düşünmeye programlanır. Çünkü eski çağlarda yerleşik bir hayat yokken ve her türlü tehlikeye açık halde yaşıyordu insanoğlu. En basit örnekle; ıssız bir yerde piknik yapmak için oturduğunuzda, arkanızdaki çalılıktan ses geldiğinde ürperir ve hemen savunma durumuna geçersiniz. Çünkü bedenimizdeki içgüdüsel reflex bize bunu yaptırır.  Zihnimiz bizi korumak için bunu yapar. Kötü olasılıkları düşünüp hazırlıklı olmamızı sağlamaya çalışır. Ama bunun bugün ki hayatımıza bir faydası yoktur. Sonuç olarak  %90 negatif düşüncelere sahip bir zihnimiz var. Böyle olunca iyi olmamamız tesadüf değil. Negatif düşünce kaygımızı arttırır, mutsuz olmamızı sağlar, olaylara bakış açımızı değiştirir, stres, gerginlik, öfke ve hatta psikolojik hastalıklara sebebiyet verebilir. Peki bunu nasıl değiştireceğiz?

Frekansımızı değiştirerek yapabiliriz. Her cismin, her maddenin, her organın, kısacası tüm sistemin bir frekansı vardır. Yani yaşadığımız her yerde frekanslar vardır ve bizi etkiler. Fizikte cisimlerin periyodik olarak yaptığı ileri geri hareket titreşimi oluşturur. Bu titreşim dalga şeklinde yayılır ve buna frekans denir. Frekans, 1 saniyedeki titreşim sayısına denir. Bu titreşim (Rezonans) Hertz birimi ile ölçülür. Normal ve sağlıklı bir insanın frekansı 62-68 Hertz dir. Bunun dışında her organın da kendine has bir titreşimi vardır. Bir kalbin titreşimi ile midenin titreşimi aynı değildir. Bu anlamda vücudumuzdaki bir organımız farklı bir titreşime maruz kalırsa ilgili organın dengesi bozulup, o organın hastalanmasını sağlar. Kadim şifa bilgileri sayesinde artık her hastalığın frekansı da bilinmekte.

İnsan Beyni 72-90 MHz

İnsan Bedeni (Gündüz) 62-68 MHz

Soğuk algınlığı belirtileri 58 MHz

Grip belirtileri 57 MHz

Kanser 42 MHz

Ölüm başlangıcı 25 MHz

İşlenmiş/Konserve yiyecekler 0 MHz

Kuru otlar 12-22 MHz

Taze otlar 20-27 MHz

Esans yağlar 52-320 MHZ

            Evrendeki en büyük yasalardan biri de benzer benzeri çeker yasasıdır. Bu durumda bizler frekansımızı düşürürsek ilgili hastalıklarla aynı frekansı titreştirdiğimizde bu hastalığı kendimize çekeriz. Bu genellikle düşünce yapımızla gerçekleşir. Örneğin; enstrüman çalan bir kişi, tellere dokunduğunda bir titreşim gerçekleşir. Çevresindeki bir başka objede bu titreşime cevap verir. Bir başka örnek; arabayla seyahat halindesiniz ve kırmızı ışık yandı ve durdunuz. Araç çalışmaya devam ediyor ve aracın içinde bir başka eşya ya da cisim titreşerek ses çıkarıyor. Bu motorun yaydığı titreşime cevap vermesidir. Bu sırada aracın gaz pedalına dokunarak titreşimi değiştirdiğinizde o cisimden gelen cevap kesilir. Çünkü benzer titreşim gitmiştir. Kısacası aynı düşünceye sahip olan insanların bir araya gelmesi, aynı şeyleri düşünmek frekansların birbiriyle uyumlu olmasından kaynaklanır.

1888 doğumlu Dr. Royal Raymond Rife, yirminci yüzyılın en büyük dâhilerinden biriydi. 1920’li yıllarda, olmayan bir teknolojiyle icat ettiği bir mikroskop sayesinde yaşayan virüsü tespit edip, icat ettiği frekans aleti ile hastalıklı virüsleri yok etmeyi başarmıştı. Bu muhteşem mikroskop sayesinde virüsleri gerçek olarak gören ilk insan oldu. Aynı zamanda koordinatları ayarlanabilen rezonans tekniğini bulan kişiydi. Bu teknik kanserli tümörleri ve virüsleri yok edebiliyordu.

Kısacası düşüncelerimiz ve eylemlerimizle frekansımızı yükselterek sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz. Bunun için sizlere tavsiyem; doğru nefes tekniklerini kullanın, herkesi olduğu gibi kabul edin, yoga yapın, doğaya çıkın ve uyumlanın, doğru müzikleri dinleyin, bağışlayıcı ve affedici olun, sevin ve sevdiğinizi gösterin. Frekansınız yüksek olsun.

Sevgilerimle…

Yoga Academy Denizli – 0505 445 2337 – 0 505 629 0526

Yazan: Zeki GÜVEN – Yoga Antrenörü

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.