Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Zeki Güven

Zeki Güven Yazdı: Şiddet Sizlik

Merhaba sevgili okurlarım,

Bu yazımda beni üzen ve çevremin de bu konuda rahatsız olduğu bir konuyu aydınlatmak istedim. Şiddet nedir? Şiddet bizlik mi? Şiddetsizlik mi?

            Bir tanımda şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür, demekte. Şöyle bir çevremize baktığımızda güç ve baskı sanırım her yerde var. O zaman sürekli şiddete maruz mu kalıyoruz yoksa? Öğretmen olmam sebebiyle öğrencilerle ve aileleriyle sürekli irtibat halindeyim. Öğrenciler aile, okul, öğretmen ve arkadaş baskısından son derece rahatsızlar. Bu baskı aslında onların daha iyi bir vatandaş ve birey olmalarını sağlamak için görünüyor fakat burada tekniklerde yanlışlıklar var. Çocuklar ailelerinden, aileler çocuklarından, öğretmen öğrenciden, öğrenci öğretmenden sürekli şikayetçi. Herkes kendi bilgi ve deneyimlerini karşısındakine uygulatmak için baskı ve hatta güç uygulamakta. Şiddet aynı zamanda bir davranışın veya bir gücün derecesidir. Örneğin rüzgar dünyamız için gereklidir, aynı zamanda rüzgarın şiddeti bir ağacı devirebilir. Daha doğrusu şiddet olgusu bir duygunun aşırılığıyla ilgilidir. Bizce doğru olan her şeyi karşımızdakine aktarırken duyguyu aşırı uygulayıp, masum olan bir durum şiddete dönüşebilir.

            Şiddet, bir insanın başka birisini yenmek, yönetmek ve ona hakim olmak için icra ettiği etkili bir eylem, hareket işlemidir. Bunun dışında şiddet, saldırganlık içeren bir davranıştır. Dünya gezegeninde istisnasız bütün canlı varlıklar şiddet uygulamaktadır. Fakat hayvanlarla insanlar arasındaki fark şudur; insan şiddetin ona zarar verdiğinin; gelişimini, değişimini, dönüşümünü ve tekamülünü engellediğinin farkına varıp, bilinçli çabalar sayesinde şiddet içeren eylemlerinden vazgeçebilir. Hayvanlar ise içgüdüsel olarak şiddet uygulamakta ve şiddet içeren eylemlerinden vazgeçememektedir. Çünkü etobur bir hayvan beslenmek için ve yaşamını devam ettirmek için diğer canlıyı öldürür ve yer. Ama insanların buna ihtiyacı yokken hayvanları öldürüp yemesi şiddettir.

            İnsan bedeninin anatomik olarak otobur olduğuna dair bir çok bilimsel kanıt varken hala hayvan leşi yemekte ısrar etmektedir. Buna alışkanlık, damak tadı ve en önemlisi et üretimi yaparak büyük gelir kaynağı yaratan sektörlerin ve çıkar gruplarının, her türlü yola başvurarak kanserojen olan etin reklamını yapmasında büyük pay vardır. Bu da şiddetin, alışkanlığa dönüşmüş ve bir kültür yaratılarak topluma aktarılan bir çeşididir.

Şiddetin diğer şekillerine gelecek olursak, en çok maruz kaldığımız yöntem sözlü şiddettir. Sürekli eleştirmek, aşağılamak, küfür, tehdit, katılımı engellemek, sorgulamak, bağırmak, lakap takmak, alay etmek, hakaret, küçümsemek bunlardan bir kaçı. Birde fiziksel şiddet var; İtmek, tokat atmak, tekmelemek, tükürmek, yumruklamak, kol kıvırmak, kol-bacak kırmak, saçından sürüklemek, temel ihtiyaçları kısıtlamak, tıbbi tedaviyi engellemek, yaralamak gibi.  Bunların dışında bir kişinin gelir ve gider düzeyiyle oynamak ekonomik şiddete, cinsel istismar, zorla veya isteği dışında bedene dokunma, kadın-erkek ikilemi yaratma, töre baskısı gibi durumlarda toplumsal ve cinsel şiddete girmekte. Şiddet çevremize ve bize çok yakın. Peki şiddetten kurtulmak ve şiddetsizlik içinde yaşam sürdürmek için ne yapmalı?

Sonuç olarak şiddetsizlik ne pratik ne de bilimsel bir yaklaşımdır. Şiddeti giderme konusunda bilimsel yaklaşım hayatı samimiyetle kucaklamaktır. O zaman insan hem başkalarını hem de kendini kucaklamış olur. Bu teslimiyet içindeki kucaklama, şiddetin aşılmasına neden olacaktır. Kendine şiddet uygulamayan insan başkalarına da şiddet uygulamaz. İnsanlar farkında olmadan hergün kendine ve başkalarına şiddet uyguluyor. Hayatı kucaklayan herkes şiddetten uzaklaşır, böylece şiddetin kışkırtılmasına ve artmasına izin vermez. Şiddetin yeryüzünden yok olması için ise dönüşüm ve değişim şarttır. Unutmayın ki; Dönüşüm seninle başlar.

Sevgilerimle…

Ayrıca Orijinal Yoga Sistemi ücretsiz tanıtım çalışması için:

Yoga Academy Denizli – 0505 445 2337 – 0 505 629 0526

Yazan: Zeki GÜVEN – Yoga Antrenörü

*Kaynak: Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf, ‘’Şiddet Psikolojisi’’ kitabı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER