Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Arif Balkanay yazdı:CHP için yeni bir yol

Önümüzdeki hafta sonu CHP

Önümüzdeki hafta sonu CHP için ilçe kongreleri başlayacağına göre, önce tüm adaylarımıza başarılar dilemek gerekiyor. Zira, tek adam rejiminin ülkeyi getirdiği durum ve bu durumun dayattığı %50+1 seçeneği ortada. İttifaklar adeta zorunlu hale geldi. Bu nedenle; sadece CHP örgütüne dinamizm kazandırmak yetmiyor, demokrasi güçlerinin de bir cephede toparlanması gerekiyor. Öte yandan çok adaylı, iç kavga var görüntüsü veren kongreler; CHP dışındaki seçmen kitlesi ve kadrolarda, “kavgalı eve kız vermezler” duygusu oluşturuyor. Bu nedenle keşke; bir şekilde üyelerin doğrudan iradesini belirleme yolları bulunsa, delegeler de birbirinden değerli adaylar arasından seçime zorlanmayıp tek adaylı kongreler örgütlenebilseydi. Bu seçenek şimdilik zor görünüyor. Bu durumda karar verici ve tek yetkili organ olan delegasyonun önünde tarihsel bir görev duruyor. O da; mümkün olan en geniş konsensüsü sandıktan önce ya da sandıkta sağlamak. Çünkü seçilecek ilçe-il yönetim kadrolarının önünde çok önemli ödevler duruyor. Birkaçını sıralayacak olursak:

  • Merkezefendi başta olmak üzere beş belediyemizde, başarı hikâyeleri yazılmasına politik önderlik ederken, yanlış ve partimize puan kaybettiren uygulamalardan kaçınmayı sağlamak. Yine başta Büyükşehir olmak üzere, muhalefette olduğumuz on dört ilçede pozitif siyaset güderek, kentin ve kentlinin haklarının korumasına önderlik etmek.
  • Örgüte dinamizm kazandırmak, ilçe örgütlerinin birbiriyle ve il-ilçeler arasında eş güdüm ve uyumu sağlamak, üyeleri aktifleştirerek (eğitim, propaganda, alt örgütlenmeler…) tüm yükün yönetim organlarınca taşınması yerine yükü tabana yaymak, sonuçta örgüt içi bütünleşmeyi ve büyümeyi gerçekleştirmek.
  • İttifak bileşeni/gönüldaşı tüm siyasi, mesleki yapılara önderlik etmek, toparlanmayı ve sokakta bir arada olmayı sağlamak. Böylece CHP ile demokrasi güçlerinin kadro ve kitleleri arasındaki güven ve dayanışma duygularını geliştirmek.
  • Genel Merkez-İl-İlçe köprüsünü sağlıklı kurmak, genel merkez temsilcisinin konumunu güçlendirmek. Milletvekillerimizle uyumlu çalışmak, örgüt olarak onlara yerel çalışma programları için zemin ve eşgüdüm sağlamak. Başta Genel Başkan olmak üzere son yerel seçimlerde başarı taşlarını döşeyen örgütlere sahip çıkmak.
  • Gerçek, uygulanabilir bir çalışma programı/takvimi oluşturmak. İlçelerin il örgütüne, ilin de genel merkeze periyodik raporlar sunmasını sağlayarak başarı çıtasını sürekli yükseltmek.
  • Belediyelerimiz, muhtarlarımız, demokrasi güçleri bileşenleri eliyle mahalle ve sokak örgütlenmelerini güçlendirmek, bu sayede başarı öykülerini, kişiler yerine kurumlara ve bir kente/kentliye mal edebilmek.

       Daha pek çok madde ekleyebiliriz. Bu somut hedeflerin sayısı ve başarı çıtası CHP için iktidara hazırlık süreci olacaktır. Çünkü halkımız artık AKP ile olmayacağını görmüştür. Ancak desteğini vereceği baş aktör konusunda henüz arayış içindedir. İşte bize düşen görev, o adresin CHP önderliğindeki demokrasi güçleri olduğunu göstermektir, inandırmaktır. Eğer bu başarılırsa Denizli için ittifak bileşenlerinin alt çıtası beş milletvekilliği, Büyükşehir ve on üç ilçe belediyesidir. Bu hedef mümkündür ve işaret fişeğini seçilecek olan ilçe-il örgütleri yakacaktır.

       İl-ilçe başkanlığı veya yöneticiliği görevi çok ağır bir sorumluluktur. Özellikle dönemin ruhu; sadece ya da öncelikle, kişisel siyasi hedef/ikbal/makam gözeterek bu görevlere aday olmanın ya da görev üstlenmenin çok yanlış bir tercih olduğunu, yakın geçmişte yaşanan acı deneyimlerle göstermiştir. Öte yandan; bu makam ve mevkiler partililer tarafından doldurulacağına göre, herkesin gönlünde bir aslanın yatması çok doğaldır; Milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi ya da örgüt yöneticisi olmayı istemek doğal bir davranıştır, insani ve siyasi bir motivasyonun da kaynağı olarak olumlu bir şeydir. Tehlike; bu durumun vazgeçilmez ve tek hedef olması halidir. Çünkü o zaman aynı istemde olan diğer partililer siyasi hasım/rakip olarak görülmekte, siyaseten o engelin aşılmasını esas alan bir mücadele/iç çekişme/kısır döngü yaratılmaktadır. Bu da partinin kurumsal başarısının önündeki en büyük engeldir. Bir kazanan olacaksa bu önce CHP ve olmalıdır, bu sayede halkımız ve kişiler de kazanmış olacaktır. Makamlara olan adaylıklarda karar organları bellidir; Genel Başkan/myk/pm ya da üyeler. Kimin nereye aday olacağını onlar karar verir. Partililere düşen görev, günü geldiğinde alınan karara, talebe ya da eğilime uymaktır. En demokratik yöntemin kullanılması her zaman tercihimizdir.

     Sonuç olarak; iktidara yürüyen bir CHP örgütüne ihtiyaç vardır ve bu ihtiyaç her zamankinden daha elzemdir. Halkımız AKP’ye alternatif aramaktadır, ama bize de umut ve güven duymak istemektedir. Hepimize düşen görev; mümkün olan en geniş konsensüsün yaratılmasını gözeterek bu ihtiyaca ve isteğe cevap bulmaktır. Ne diyeyim; herkese kolay gelsin…