Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Gülbeyaz Kanber Yazdı: Online Okul Öncesi Eğitim Ne Kadar Doğrudur

Okul öncesi eğitimin sürekliliğin

Okul öncesi eğitimin sürekliliğin sağlanması için okulların oluşturmuş olduğu dijital hizmetler, dijital ortamlar, velilerin, çocuklarımızın survive edebilmesi, beklentilerinin karşılanması ve doğru yönlendirilmesi covid sürecinde önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu ortamlar oluşturulurken uygulanan yöntemlerin ve sistemin yaş gruplarına göre uygunluğu ayrı bir tartışma konusudur.Uzaktan eğitimler ailelerin ve öncelikle çocukların ihtiyaçlarını ve beklentilerini ne kadar karşılayabilecek? Farklı yaş gruplarında çocukların bulunduğu ve anne, babanın evden çalışmak zorunda kaldığı durumlarda çocuklarımıza nasıl yaklaşmalıyız ve süreci nasıl yönetmeliyiz ? Önümüzü tam olarak göremediğimiz ve her günün diğer bir günden farklı olduğu bir zaman  diliminde  alışkın olmadığımız ilanları sosyal medyada görmekle beraber okul öncesi eğitim kalitesini ve sürekliliğini sağlamak için atılan dijital adımlar ne kadar doğru yada ne kadar yanlıştır? Uzun bir sürece yayılan İnsanın gelişim evrelerinde onlara birey olmalarında eşlik eden eğitim felsefeleri ile almış oldukları eğitim sonrası çocuklara  balık tutmayı mı  öğretmekteyiz? Yoksa Montessori eğitim yaklaşımına daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir sürece mi yaşıyoruz? Oluşturulmuş olan uzaktan eğitim seçeneğinin doğruluğunu ve süresini bilimsel verilere göre tespit edilmelidir. Nedenlerini gözden geçirerek bu süreçte ailelerimizin zihinlerinde oluşan bir çok sorunun bir kısmının giderilmesine ve kaygı düzeylerinin azalmasını yardımcı olur iken aynı zamanda  çocuklarımıza daha faydalı nasıl olabileceğiz.

           Çocuklar oynayarak öğrenir ve tüm oyunlar arkadaşları ile hayali oluşturmuş olduğu bir restoran, bloklardan oluşturarak keşfettiği yeni bir oyun, bir kağıt parçasından yapılan uçak, özlediğimiz sahillerde oluşturulan bir kumdan kale, sağlıklı bir yetişkin olmak için pratiğinin yapıldığı evcilik oyununda bir anne, bir çocuk yada baba olmak çocuklar için büyük anlam taşımaktadır. Okul öncesi çocuklarımız oyun oynamayı öğrenirken, aynı zamanda algılarını, problem çözebilme becerilerini, sonuç ve sebep ilişkilerini anlamayı, kelime hazinelerini geliştirmeyi ve hayal kurabilme ve yaratıcı zihinlerin temelini atarak geliştirir ve sağlıklı bir yetişkin olabilmek için beynin mimari yapısını oluşturur. En önemlisi oyunlar çocukların kendi içindeki öğretmeni keşfetmesi olarak da düşünülmelidir.

            Eğitimde  hareket özgürlüğünün gelişimlerinde büyük bir yeri vardır. Çocuklar ekran önünde oturmak yada sanal ortamda öğrenmek için biyolojik olarak dizayn edilmemiştir ve öğrenmenin gerçekleşmesi için vücutlarının tümünü ve duyularını dahil etmek ister ve bu sebepten dahil ederler ve bunun pratiğini top oynayarak, dışarı çıkarken eğer kış ise ceketinin fermuarunı açıp kapatarak, hayali bir at ile at binerek, kalem tutarak ve düşüncelerini ve duygularını resim yapıp kağıt üzerine renkler ile göstererek bu becerileri geliştirirler. Motor becerilerini kas gelişimlerinde bağımsızlıkları ve büyümelerinde, gelişimlerinde, bağımsız öğrenebilmeleri için çok önemli bir yer almaktadır. Eğer doğru bir online eğitim verilmezse bilimsel araştırmalar önemsenmez ise eğitim sürecinde bu becerilerini geliştirmeleri çok sınırlı kalmakta. Çocukların paylaşmayı, iş birliği yapabilmeyi, sırasını beklemeyi, arkadaş edinmeyi, ve bir arada olmayı öğrenebilmesi diğer çocuklar ile bir arada olması ve sevgi dolu onu destekleyen ve ona eşlik eden, kendi yapabilmesi için gerektiğinde yardımcı olan, yol gösteren bir öğretmene ihtiyaç duymaktadır.Yetişkinler ve arkadaşları ilede sosyal ve duygusal zekası, sorumluk alabilmeyi gelişimi için iletişim içinde olması gerekir. Dijital olarak yapılan online eğitimler akademik kazanımlara odaklanır. Sanal bir eğitimde çok kolay bir oyun ile renkleri, harfleri, sayıları, şekilleri seçmesi ve daha sonra sanal ortamda bunları tekrar keşfetmesi sağlanabilir. Okul  öncesi hazırlığın sadece A,B,C…  ve sayıları 1,2,3,4,…. kadar öğrenmekten ibaret olmadığını ve sosyal ve duygusal gelişimlerinin dijital ortamda kazanımlarının bütününün mümkün olamayacağı gerçeğini göz ardı edemeyiz.Ayrıca Dijital ortamda uzun süre bilgisayar yada ekran önünde oturulması kas gelişimlerini de zayıflatacağı hatta öyle ki kemik erimelerine sebebiyet verebileceği ve gelişim evrelerinde kas yapılarının da bozulmaları gibi gerçekleri ortaya koymaktadır ve aylardır görmediği arkadaşlarını sanal ortamda gördüğünde sarılamadığı, neden ve sonuç ilişkilerini henüz gelişmekte olan duygularını paylaşamadığı gibi ağlayan duygu kontrollerini henüz gelişimini tamamlama evresinde olan küçük yaş grupları öyle ki ilk okullarda dahi rastlanan bu farklı durumlar ile karşılaşma risklerine göz önünde bulundurmak gerekmektedir ve sistemim doğruluğu ve uygunluğu çok iyi incelenmelidir. Anne- babalar olarak çocukların eğitimine destek verirken ne kadar destek olmalı ve sağlıklı aile ilişkilerimizi koruyabilmeyi, planlanmış çalışmalarda çocuklarımıza nasıl yardımcı olabileceğimiz, sağlıklı pedogojik mesafenin dikkati alınması gereken başlıklardan bir tanesidir. İnanıyorum ki insanlığın Covid-19 mücadelesinde bu sürecin atlatılması ve çocuklarımızın gelişimine destek vermesi bir ivme kazanacak aileler çocuklarının gelişimini fiziksel, duygusal, sosyal, zeka, dil gelişimlerini bir bütün olarak görmeyi ve eğitimin çıkış noktası olan ailenin ev ortamında kendilerini ve bir aile olarak sorgulamayı ve tekrar yenilemeyi içlerindeki enerjiyi, potansiyalini maksimuma çıkarmak için yeni bir çağ bir evre olarak görülmelidir.

          Dr. Montessori 0-6 yaşın “absorbe eden zihinler” olarak gözlemlemiş bu yaş aralığında beynin bir sünger gibi bulunduğu ortamda her şeyi çaba sarf etmeden oluşturulmuş olan ve içinde bulunduğu ortamda öğrenebileceğini, 6-12 yaşın ” hayal edebilme çağı” olduğunu ve zihnin kendini sürekli sorguladığı , 12 yaş üzerinin sosyal olarak ” yeniden doğmak ” olarak ve bu evrede toplumda var olduğunu, bir birey olarak tanınmasını ve kabul görmesini istediğini bilimsel olarak yapmış olduğu çalışmalarda ortaya koymuş ve metodunu sistemin  ihtiyacına göre değil bireyin ihtiyaçlarına ve gelişimine göre oluşturmuştur. Uzaktan  eğitimdeki farklı yaş gruplarındaki çocukların eğitimleri aileye yeni bir dinamik katmakla beraber öğrenciler yabancı oldukları sanal ortamda yanlız ve öğrenmek zorunda kaldıkları bu süreçte çocukların olduğu kadar aileler, eğitimciler sistemi çok iyi tanımalı ve adapte olmalıdır. Ev ortamında uygun yaş gruplarına uzaktan eğitim seçeneğini destekleyici ve kesinti olmaksızın her türlü yaşanacak Covid -19 belirsiz sürece karşı planlamalar yapılmalıdır. Montessori eğitim yaklaşımında çocuğun bütününü, zekasını, sosyal ve duygusal gelişimini merkezine almaktadır her bir çocuğun farklı olduğu ve farklı öğrenme hızlarına sahip olduğunu ve buna göre ortam oluşturmaktadır. Dünya insanı olmayı ve dünya barışını ilke edinmiş global başarıya ulaşmış Montessori eğitim yaklaşımlarını anaokul, ilkokul, orta ve lise öğrencilerimize gelişim evrelerinde bağımsız öğrenmeyi ve kendi olmayı, özgür öğrenmeyi, yaratıcılığı ve keşfetme duygusunu  destekleyen,konuşma ve seçme özgürlüğünü, hareket özgürlüğünü ,bireyin yetişkin olduğunda değil doğar doğmaz özgür olduğunu inan ve destekleyen eğitim felsefesine yeniden şekillenen dünyamızda ve ülkemizde daha çok ihtiyaç duyulduğu ve ne kadar önemli olduğu covid sürecinde bir kez daha ortaya çıktığını gözden kaçırmamalıyız ve uygulanan sistemleri tekrar gözden geçirmek için bizlere sunulan bir zaman dilimi olarak görmeliyiz. Atacağımız adımlar sadece dijital adımlar olmakla kalmamalı uygulanan  eğitim sistemi ve programları tekrar gözden geçirilmeli. Hazırlanmış olan fabrikasyon modeli eğitim programlarının, müfredatlarını toplumun ihtiyacı olan insan yetiştirme modelinden çıkılmalı çocuğun kendini ve yaşadığı dünyayı keşfetmesini destekleyen  her bir çocuğun farklı olduğu düşünülerek insanın gelişim evrelerindeki uygulanan modelleri tekrar gözden geçirmek için verilmiş bu süreyi çok iyi değerlendirilmelidir.Yaşanan  belirsiz süreçte pozitif kalabilmek, gülen küçük yüzlerin bizlere gelecek için ümit vaat ettiğini görmek ve içimizde var olan keşfetme, öğrenme duygumuzu motive edebilmek ve her şeyden önemlisi bilim ve bilim kurulunun önerilerini dikkati alarak ve tüm tedbirleri alarak sağlıklı kalabilmek.