Nöbetçi Eczaneler
Basın açıklamasında, “İzmir İnsan Hakları Başkenti” kampanyasının amaçlarını ve bu amaçlar doğrultusunda yıl boyu sürecek olan etkinliklerini anlatan İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi Sorumlu Yönetim Kurul Üyesi Avukat Deman Güler’in okuduğu bildirgede, Türkiye genelindeki insan hakları ihlallerine ve bu ihlallere karşı alınacak önlemlere değinilirken, şu ifadelere yer verildi:
“İzmir’de hali hazırda var olan insan hakları bilincinin artırılması ve demokratik hakların kitleler tarafından özümsenmesi bu kampanya sayesinde gerçekleştirilecektir. İzmir’in gelişmek için insan haklarını temel alan bir program uygulaması, kentin, Türkiye’nin ve hatta bölge ülkelerinin geri kalanı için bir model olması sonucunu doğuracaktır. Dolayısıyla İzmir İnsan Haklarının Başkenti projesi ile yerelden üretilen gücün tüm ülkemizi, hatta bölge coğrafyamızı olumlu şekilde etkilemesi beklenmektedir. İzmir için sunduğumuz vizyon pek tabi ki yalnızca İzmir Barosu’nun altından kalkabileceği bir iş değildir. Ancak burada şunu açıklamak isteriz ki İzmir Barosu, 110 yıllık tarihi ve insan haklarındaki eşsiz birikimi ile İzmir yerel yönetimlerinin yanında olmaya hazırdır. Tüm yerel yönetimlerimizi, belediye başkanlarımızı, kamu kurum ve kuruluşlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi ve her şeyden evvel değerli İzmirli hemşehrilerimizi bu çağrımıza destek vermeye davet ediyoruz. Gelin hep birlikte şehrimizi bir dünya şehri yapalım. Gelin hep beraber özgürlük ve refah içinde bir kent kuralım. Gelin ülkemizin güzel yarınlarını hep beraber inşa edelim. Gelin “İzmir İnsan Haklarının Başkenti” olsun!”
YÜCEL: “HAKLARINI BİLEN BİR KENTTEN SÖZ EDİYORUZ”
İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, İzmir İnsan Hakları Başkenti kampanyası hakkında yaptığı açıklamada “ Bir baro olarak İzmir’i insan hakları başkenti yapacağız demek çok iddialı olabilir; fakat biz buna inanıyoruz, çünkü geçmişimizde deneyimlerimiz ve başarılarımız var. Bu kampanyada amacımız yalnızca hak ihlallerine müdahale etmek değil. Biz, aydınlık gençleriyle, kadınlarıyla, çocuklarıyla haklarını bilen bir kentten söz ediyoruz. İzmir’in yerel yönetiminin ve halkının bu çabamıza verecekleri desteğe inancımız tam. Bu alanda duyarlı herkesi bir potanın etrafında toplayarak, Türkiye genelinde yapılamayan ne varsa biz burada yapabiliriz diyoruz. Bütünüyle ayrım göstermeyen duyarlı bir kent hedefliyoruz. Hep birlikte İzmir’i insan haklarının başkenti yapmaya hazırız” diye konuştu.
YILMAZER: “BİZİM İDDİAMIZ BÜYÜK BİR İDDİA”
Yücel’in ardından söz alan İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Özgür Yılmazer ise “ İçinde bulunduğumuz bu süreçte insan hakları günü kutlanıyor. Ama maalesef ülkenin içinde bulunduğu siyasal, sosyal, hukuksal ve politik durum bu haftanın sadece etkinlik olarak kutlanıp, içeriği doldurulmadan ve herhangi bir değişim göstermeden unutulmasına yol açıyor. İnsan haklarını, sadece bir haftaya sığdırılan değil, yılın tamamına yayılması gereken bir süreç olarak görüyoruz. Bizim iddiamız büyük bir iddia. Bir aydınlanma hareketi olarak bunun tüm Türkiye’ye etki edebileceğini ve bu iddianın altından kalkabileceğimizi düşünüyoruz” sözleriyle toplantıyı sonlandırdı.
Basın toplantısının ardından İzmir Barosu avukatları, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde gerçekleştirdiği yürüyüşte, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni halka dağıttı.
