Nöbetçi Eczaneler
Birkaç gün önce telefonda sesini duyduğum, harkulade bir üslup ile konuşan o naif insanın bana evinin giriş kapısındaki sahanlıktan kocaman gülümsemesi ve her gün tüm güzel insanlara sosyal medyadan da iletmeye çalıştığı kocaman günaydınlı karşılaması ile başladı tanışmamız. Uzaktan arabamı nereye park etmem gerektiğini, siteye nereden gireceğimi söylüyordu bir yandan. Bodrum’un güzelim Turgutreis koyunda balkonundan deniz kokan evinde dalga sesleri eşliğinde başladı sohbetimiz. Kahveler geldi arada, misafir dostlar çaldı kapısını ansızın. İnsanın her daim çat kapı gelebilen ve halini hatrını sorabilen dostlarının olması ne güzeldir dedirten anlar yaşadık. Gönlünden ateş böcekleri gibi ışık saçan bir güzel sanat adamı, Baha Boduroğlu ile birlikteydik o gün.
Subay bir ailenin evladı olan Baha Boduroğlu babasının mesleği gereği memleket memleket dolaşırken okul yıllarında mandolin ile tanıştı. En büyük eğlencesi de radyodan müzik dinlemek idi. Mandolin müzikteki ilk basamağıydı. Keza o yıllarda doğup da mandolini eline almayan müzisyen yok gibidir. Mandolin onu gitar ile yolculuğunun başlamasına neden oldu. Çok seviyordu gitarı. Alaylı bir öğrenciydi müzikte. Hep de alaylı olarak kalacaktı. Böylece müziğinde samimiyet ve amatör ruhu daima canlı tutmuş oldu. Ancak eğitimini daha çok tiyatro üzerine yaptı. Pek çk oyunda yer aldı. Yönettiği oyunlarda oldu. Sıkı bir eğitim almıştı. Televizyonlu yılların başlamasıyla birlikte tiyatronun içine düştüğü o bunalımlı yıllarda aslında çocukluğundan beri ilgi duyduğu ve uğraştığı müziğe yöneldi.
İlk plağı Sivas Topol Önünde o dönem çokça dinlenen anadolu folk tarzının hoş örneklerinden biriydi. Ulusal kültüründen aldığı tınıları çok seslilikle harmanlayarak yeniden üreten Baha Boduroğlu kendi kültüründen hiç kopmadı. Beslendiği asıl kaynak Anadolu kültürü idi.
Aysel Gürel ile kesişti yolları. Bir gün Aysel Gürel’lin çantasının içinden eline geçiveren bir defter hem kendisinin hemde Aysel Gürel’in hayatında büyük dönüşüme sebep oldu. Aysel Gürel’in o küçük deftere yazdığı karalamalardan çok iyi şarkı sözü olabileceğini anlayan Boduroğlu bu talebini ilettiğinde ilk başta izin alamasada ertesi hafta Aysel Gürel kendi elleriyle o sarı bakkal defterini veriverecekti. O defter beste yapmak isteyen müzik sevdalısı için bir hazine idi ve Baha Boduroğlu o hazineyi çok iyi işlemişti.
İstanbulda Altunizadede’de akşama doğru Aysel Gürel ile, birlikte müzik yaptıkları sanatçı Güzin hanımın evine doğru yürürken sokakta karşılarına çıkan ateş böcekleri inci çiçekleriyle de birleşip insanı mest eden bir manzara oluşturdu. Aysel Gürel’li derinden etkileyen bu manzara Güzin hanımın evine vardıklarında çoktan bir şiire dönüşmüştü bile. “Aşk bahçemi süsleyen inci çiçeğimmisin / Gecemi aydınlatan ateş böceğimmisin” dizeleri Baha Boduroğlu’nun gitarında besteye dönüşüverdi hemen ilk anda. Ortalığı kasıp kavuran bu şarkı Hababam Sınıfı’nın vazgeçilmez parçalarından birisi oluvermişti. Melodi o kadar akılda kalıcıydı ki adına dizi ve film yapılıyordu.11 adet uzunmetraj film ve 16 adet dizide kullanılan Gençlik Başımda Duman şarkısı hala bu gün de milyonlarca tıklanma alan bir klasik oldu ve unutulmaz şarkılar arasına girdi.
Baha Boduroğlu tiyatroda tanıştığı ve sonradan eşi olan büyük aşkı Güzin hanım ile çalıştı. Onlar “Güzin ile Baha” idi. Tıpkı Kerem ile Aslı veya Ferhat ile Şirin gibi. “Güzin ile Baha” ikilisi artık ismi sanat ağacına perçinlenmiş iki isimdi. “Gençlik Başımda Duman” şarkısı çoğu insanın aklında “Ateş Böceğim” şeklinde kaldı. Bu şarkı 1975’den bu yana hala dinlenen eserlerden biri oldu. Şarkının internetteki linkinin altında dinleyenlerden birinin “bu şarkıyı dinlerken sanki bu hayatta kötülük yokmuş gibi geliyor” cümlesi aslında şarkının yıllar öteden bize taşıdığı samimiyeti, içtenliği, sadeliği, duygu yükünü apaçık ortaya koyuyordu. İşte o şarkıdaki içinde kötülük olmayan sevgi yüklü insan idi karşımdaki bu gün. Tüylerimi diken diken eden güzel bir duygu insanı.
O dönem müzisyenlerinin imkânsızlıklar içinde yarattıkları müzik tutku ve azmin ürünüydü. İster müzik eğitimi olsun isterse entsrüman ve teknik donanım olsun son derece sınırlı ve ulaşılması oldukça güçtü. Ancak müzik bütün bunlarla değil kalpten akıp gelen duygu ile yapılıyordu. Şimdi bir köy evinde konaklama hissi veren o huzurlu duygu o dönem melodilerinin hangi pınarlardan döküldüğünün göstergesiydi. Baha Boduroğlu da o güzelim pınarlardan biriydi. Şırıl şırıl akan berrak bir su gibi müziğine kalbinin sesini işliyordu.
Sanatçı Baha Boduroğlu “Güzin ile Baha” olarak yaptığı albümlerin yanında besteci ve aranjör olarak da pek çok sanatçı ile çalıştı. İşin hem sahnesinde hem de mutfağında yer aldı. Yüzlerce esere hayat verdiği gibi onlarca sanatçıyada yön verdi ve onlar için üretti, kayıtlarını yaptı. Bununlada kalmadı. Radyo ve TV yöneticiliği yaptı. Müzisyenlerin sosyal ve ekonomik sorunlarıyla da yakından ilgilendi. POPSAV’da yöneticilik yaptı, MÜYORBİR’in kuruluşunda yer aldı. Müzisyenlerin haklarını alabilmeleri için pek çok çalışmada öncü oldu.
Bilgisayar başında yazımızın içinde de yer alan Baha Boduroğlu ile yaptığımız sohbetin videosunu montajlarken yanıbaşıma gelen genç bir meslektaşım ilk kez gördüğü ve tanıştığı Baha Boduroğlu için “ne kadar sevimli bir insan, ne kadar güzel bir gülen yüzü var, sıcacık , içim ısındı” deyiverdi.
O, yolu sevgi olan ve o yolda yürümeyi başarabilmiş bir gönül adamı ve sanatçı. Kalbindeki insan sevgisini ilk andan itibaren fazlasıyla hissettiğim Baha Boduroğlu Bodrum Turgutreis’den her gün dünyadaki tüm güzel insanlara ve dünyaya “günaydın” demeye ve sevgi ekmeye devam ediyor. Daim olsun ve hep var olsun.
Dipçe: Bu kısa yazımda anlatamadığım daha pek çok detayı videomuzda bulacaksınız. “Gençlik Başımda Duman” şarkısı da bu hafta size Baha Boduroğlu’ndan kocaman bir selam ile hediye ediliyor. Sevgiyle kalın.
Youtube: Muammer Enginsu TV
Sosyal Medya Hesapları:
Facebook, instagram, twitter: Muammer Enginsu
Bize her konuda sayfadaki mail adresimize yazabilirsiniz
