Böyle başlık mı olur diyorsunuz değilmi?

Ya da depremin müziğimi olur?

Evet olur. İkisi de olur.

İnsana dair her şeyin müziği olur. Ancak…

******

Aslında bu köşe müzik ve sanat köşesi. Yani görevim sizi sanatın ve müziğin güzellikleriyle buluşturmak. Bu konuda bu haftaki yazımı da tamamlamıştım. Her pazar olduğu gibi karikatürümüz ve videomuz da olacaktı. Ama komşuda cenaze varken televizyon açmayan bir kültürde büyüyen biri olarak vicdani sorumluluğumu yerine getirmeden rahat uyku uyuyamayacağımı da biliyorum. Bir yandan da bu köşede sanatı eksik etmemem gerekir. Çünki sanat iyileştirir bizi böyle dönemlerde. Önceki yazdığım yazı duradursun, hem köşeme hemde ülkeme olan sorumluluğumu yerine getirmek boynumuzun borcudur.

******

Hadi hayal edelim. Ailenizle günlük ihiyaçlarınızı yerine getirmiş sağlık ve sıhhatle akşamın güzlliğini yaşıyorsunuz. Kiminiz yemektesiniz, kiminiz yolda. Velhasıl hayatın binbir halindesiniz. Birden insanın kendi eliyle yarattığı çürük binanın sallanmaya başladığını düşünün ki pek çoğumuz deneyimliyiz artık bu konuda.

******

Ben kendi hayal dünyamda şuna benzettim bunu : Koskoca bir konser salonunda, koca bir senfoni orkestrasının tam orta yerinde kuyruklu bir piyanonun içine bir kedi yavrusu girmiş ve konser aniden başlamış olsun. Böyle hayalmi olur diyenler var değilmi? Sadece hayal olmasını istediğim ve sadece hayal olarak kalmasını istediğim bir örnek bu.

******

Şimdi kendimizi o kedi yavrusunun yerine koyalım. Hissedelim o panik halini. En bas ve tiz notalara basa basa bir ölüm marşı çalıyor. Oraya buraya koşturmak istiyor ama nafile. Sıkıştığı yerde kalakalıyor kedicik. Avazı çıktığı kadar bağırıyor ama duyan yok. Piyanonun güçlü tınılarına yaylıların uzayan sesleri karışıyor. Derken flütler, obualar, fagotlar, viyolonseller, konturbaslar. Yükseldikçe yükseliyor müzik. Arrtıkça artıyor dozu. Dinmiyor, davullar giriyor devreye. Tam tam tam güm tek. Ziller şıngırdıyor çınlıyor. Bağırmaktan ve korkudan bitkin düşüyor kedicik. Nefesi kesildi kesilecek. Yeri göğü inletiyor müzik. Zatara zaaaa,tatata taaaaaa.Uzuyorda uzuyor melodiler.

******

Artık bitap düşmüş sesiyle son miyavlamalarını yapmaktadır. Ama yine duyan yok. Hiç bitmeyecek gibi gelen konser bitmiştir. Tam oh çekip kurtulma şansı olacakken ve belkide, belkide bir ümit sesini duyurabilecekken alkışlar başlar. Yeri göğü inleten alkışlar. Konser bitmiştir ama seyirci tekrar istemektedir. Bir daha bir daha sesleri artçı depremin geldiğinin habercisidir. Yeniden başlar seramoni. Kedicik kendinden geçmiş ve bayılmıştır.

******

Son şansını da böylece kaybetmiştir. Salon boşalmaya başlar hızla. Müzisyenler ayrılır. Taki temizlikçiler veya piyano taşıyıcıları oraya gelene kadar. Şimdi bitkin bedeninden ayrılacak gibi duran gözlerini açamasada belki de onlara sesini duyurabilir. Belkide …

******

İyi bir saz üstadı estrümanına taktığı telin ne kadar gerilebileceğini iyi bilir. Çünki bilim o telin dayanabileceği gerginliği size nota olarak ifade etmiştir. Daha fazla sıkmak sadece kırılmasına ve elinizin yüzünüzün parçalamasına sebep olur. Ya bir acemi ya da bir ahmak ancak taktığı teli istediği kadar sıkabileceğini düşünür. Bazende eskimiş, paslanmış, nemden çürümüş tellerle konser vermeye çalışan cimri ve paspaye müzisyenler olur. En gerekli yerde konser sırasında teli kopar.

******

Bilimden dersimizi almadığımız sürece yaşadığımız bu coğrafyada gönül tellerimiz tek tek kopar ve ağıt yakmaya devam ederiz. Anlamamız gerek artık entrümanın telleri eski ve paslıdır. Bu akordu kaldıramamaktadır. Derhal degiştirilmesi gerekir.Yoksa…

******

Milletçe başımız sağ olsun. Kalanlara Mevla’dan sabır diliyorum. Ancak sakın meseleyi kadere bağlayıp işin içinden sıyrılmaya çalışmayalım. Zira suçlu deprem değil insanoğludur. Ve ayrıca şikâyet etme zamanı da değildir. Göçük altındakilere ve kurtulanlara yardım etme zamanıdır. Birlik zamanıdır.

Haydi, bir yarayı da biz saralım. Saralım ki biz olalım.