Gülbeyaz Kanber Yazdı: Sokaktan Kremlin’e Vladimir Putin

Gülbeyaz Kanber Yazdı: Sokaktan Kremlin’e Vladimir Putin
Yayınlama: 25.03.2022
A+
A-

Rusya’nın Ukrayna’ya girişi tüm dünyada soğuk duş etkisi yarattı. Vladimir Putin’in  hayali ne idi ve kimdi? Ukrana’ya saldırısını tarih ile hesaplaşma olarak düşüne bilir miyiz? Vladimir Putin’in öncelikle ismini inceleyelim.”Vlad” kelime anlamı kontrol ve güç anlamına gelirken “İmir” dünya, barış, global ve evren anlamı taşımaktadır. Vladimir ise “Global güç, Global kontrol, Global Barış ve Dünya’nın Gücü anlamı taşımaktadır.Vladimir Putin Rusya’da ” The Window of Europe ”  Avrupa’ya açılan pencere olarak bilinen St.Petersburg’da 1952 yılında doğdu. Gelir düzeyi çok düşük olan kırk yaşlarındaki bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Sokak çocuğu olarak gangsterlerin arasında yaşayan Vladimir Putin Kremlin’e başbakan koltuğuna nasıl oturmuştu? Putin çok akıllı bir çocuktu ve ikinci babası olarak bilinen Anatoly Rathlin ve mentoru olan tekvando antrenörü onu içinde bulunduğu gangsterlerin ve suç örgütlerinin arasından çekip “Judo” derslerine koyar. Rathlin gerçek bir öğretmen ayrıca sporda ve gerçek hayatta onun mentoru idi. Rathlin 13 yaşında KGB mensubu olan dirençli  bir savaşçı Vladimir Putin’in gelecekteki Rusya’nın Başbakanın eğitmeni olduğunun farkında bile değildi. James Bond’ı hatırlar iseniz Vladimor Putin’de Rusya’da  Rus versiyonu bir James bond olarak da görülmekte idi. Putin ve Rathlin’nin aralarındaki bağ o kadar kuvvetli idi ki Kremlin’e bazen özel olarak davette bulunup sıklıkla yemekte bir araya gelirlerdi. Putin yaklaşık 21 yaşında KGB’ye Rus gizli istihbaratına katılmış ancak istihbaratta görev alabilmesi için güvenilirliğini ispatlaması için mutlu bir evlilik yapmış olma koşulu aranmakta idi yoksa KGB içinde güvenirliliğiniz her zaman tartışmaya açık olacaktı. Bir hafta gibi bir süre içerisinde tanıştığı kız arkadaşı Milan ile evlilik gerçekleştirir ve eşinden KGB ajanı olduğunu gizlemiş sadece polis olduğu bilgisini paylaşarak  Almanya’ya gider uzun bir süre orada kaldıktan sonra tekrar Rusya’ya döner. Dönüşü sonrası yaklaşık bir yıl iş bulamaz ve her şey umduğu gibi olmamıştı ancak  ilerleyen süreçte gizli serviste genellikle emekli olmaya yakın yaşlı gizli servis elemanlarının yerleştirildiği Üniversitedeki yabancı öğrenciler gözetleme bölümünün başına getirilir fakat ajanlıktan başbakanlığa nasıl geçmişti? Putinin bir gecede başbakan olması ile Rus halkı şaşkınlığını uğratmıştı. Rusya’da demokratik bir seçim yapılmış gibi görünsede gerçekte seçim yoktu. Halkın seçimle başkanını seçmesine ihtiyaçları da yoktu Rus halkının çalışıp vergilerini ödemeleri ve çalışmaya devam etmeleri vatandaşlık görevlerini yerine getirmeli Vladimir Putin ve derin devletin içinde daha da büyüyen derin devlet için yeterli idi. Başbakan Boris Yeltsin kadar alkol almayacağını Rus halkının önünde başbakanlık koltuğunda sözünü vermişti. Dünyada her ülke adını demokrasi koydukları kendilerine göre demokrasilerinin versiyonlarını yaşamaktaydı. Vladimir Putin 1999 yılında Kremlin’de başbakanlık koltuğuna oturarak tüm güce sahip olmuş ilk iş olarak Rusya’yı daha otoriter yanlısı yapmış  ve asker ve savunmasını güçlendirerek toplumu şekillendirmeye başlamış ve yasaları değiştirerek iki dönem daha başbakanlık gücünü 2036’ya kadar elinde tutacak yasal düzenlemeyi yapmış ve otoriter yönünü ve ülkenin asker gücünü 2 kat daha fazla artırmıştı. Putin’in otoriter gücü eline geçirmesi dünya için tehlike mi arz ediyordu? Amerika ve Nato paranoyası Vladimir Putini toprak bütünlüğünü tehdit altında olduğu duygusuna mı sokmuştu ve Rusya’nın toprak bütünlüğünü korumaya mı yönlendiriyordu? Ayrıca bazı ülkeler çöküşten tekrar yükseliş rüyalarından mı uyanıyor yada uyandırılıyorlardı?

Putin’in kafasının içindeki düşüncesi ne idi? Çin kış olimpiyatlarının bitimi  sonrasında Rusya’nın Ukrayna’ya girmesini önermiş Putin beklemeyerek Ukrayna’ya  girmişti ve üçüncü dünya savaşını başlattı. Vladimir Putin’in Ukrayna’ya girişini dünyada küresel sıralamanın yeniden dizaynı olarak mı okumalıyız? Batı ve USA bu hareketin başarılı olmasına  neden karşı idi? Rusya’nın işgali çok hızlı, akışkan ve değişken bir çağın  başlangıcı olabilir ve tüm dünyada domino etkisi yaratacak mıydı? Ülkeri savaşa çekebilecek miydi? Vladimir Putin insanlığın önüne yeni bir dünya düzeninin ve haritasının puzzlını koymuştu. Rus halkının yüzde medyanın açıklamasına göre yüzde 68’i hareketin destekçisi ve Putin’e tam olarak inanmakta ve onun tarihi hayallerinin arkasında idi. Vladimir Putin Rus halkını daha ferah bir seviyeye getireceğini kesinlikle inandırmıştı ve halka yapmış olduğu hitabında bu harekatın Rusya’nın Kurtuluş savaşı olarak Rus halkına seslenmiş ve onları Kurtuluş savaşı ruhuna sokmayı başarmıştı. Putin’in en belirgin özelliklerinden bir tanesi hayallerini ve yapacaklarını karşısındaki kişiye gerçekte olmuş yada olacakmış ruhuna sokması ve inandırması onun en usta olduğu yönlerinden bir tanesi idi.  Amerika Birleşik Devletleri Başbakanı Joe Biden bir önceki dönem başbakanı Donald Trump’ın Putin’e çok fazla yüz verdiğini ifade ederken Donald Trump 14 Mart’ta güney Karolina’da bir konuşmasında Joe Biden’a şu şekilde açıklama yapar “eğer ben bir dönem daha seçilse idim Putin Rusya’ya girmezdi şu ana kadar Vladimir Putin ile ilişkilerimizi iyi tutarak barışı ben sağlıyordum” cevabı verir. Putin Ukrayna’yı NATO ve Amerika’nın oluşturduğu bir devlet olarak görmekte ve sınırına yakın bölgelerde kimyasal ve biyolojik silah testlerinin yapıldığını laboratuvarların açıldığını ve bundan duyduğu rahatsızlığı tekrar tekrar dile getirmişti. Ukrayna içerisindeki Rus vatandaşlarının Rusça konuşmasının yasaklandığını, Rusya’nın tehdit altında olduğunu ve bunların  Ukrayna’ya girmesi ve savaşı sürdürmek için yeterli gerekçeler olduğunu Putin’in sözcüsü Dmitry Peskov yapmış olduğu açıklamada bilgilendirmekte ve gerekir ise nükleer bir silah kullanmaktan çekinmeyeceğini ifade ifade etmiştir. Amerika ve NATO ‘ya Putin uzun bir süredir bu kaygılarını ve çekincelerini dile getirmiş ancak ciddiye alınmadığı ve görmezden gelindiğini iddia edilmektedir. Rusya’nın Ukrayna’ya girişi insan hakları ve uluslararası anlaşmaların ihlali olarak dünyada algılanırken Çin tüm ülkelerin sınırlarını tanıdığını ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu açıklamaktadır. Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi ile Avrupa’nın en büyük on santralinin Ukrayna’da bulunması ve savaş esnasında reaktörlerin ne kadar korunduğu veya korunamadığı,  her hangi bir savaş saldırısında  ne kadar Nükleer reaktörün korunabildiği ve donanımlı bilim insanları olduğu, riskleri hakkında gerçek bilgiye ne kadar ulaşılıp ulaşılamadığı tartışmaya açık ve  savaş esnasında saldırıdan kaynaklı oluşabilecek Nükleer bir kazanın ön görülememesi ve radyasyon yayılımının yapılan ölçümlerde normalin 20 kat üzerinde görülmesi insanlığı tehdit ettiğini ortaya koymaktadır.

Rusya’nın Ukrayna’ya girişi ile beraber ” force immigration” dediğimiz orta  Doğu’da ve tüm dünyada zorunlu göçlerin artmasına sebeb olmuştur. Bu göçler ile birlikte eşlerini savaşta bırakan anneler ve çocukları ile birlikte yeniden güvenli yaşayabilecekleri ülkelere göçe zorlanmışlardır. Ukrayna’dan zorunlu göç mağduru olan tüm çocukların mülteci kamplarında kesintiye uğrayan eğitimlerinin sürekliliği nasıl sağlanacaktı? Eğitim alırken hangi dilde eğitim imkanına sahip olacaklardı? Sağlıklı ve güvenli bir şekilde Dil, Din, kültür ve tarihini ve kimliğini kaybetmeden yaşayabilecekler miydi? Tüm bunlar yaşanırken yıllardır her gün orta doğuda günde 275 çocuk gıdasızlıktan hayatını kaybetmekte zorunlu göçe mahkum edilmekteydi. Müslüman çocukların kimlikleri, isimleri ve kültürleri, geçmişleri tabii ki tarihlerinden koparılmaları ne zaman son bulacaktı? Başka bir ülkede ya da bir kıtada geçmişlerinden koparılan çocukların hayatlarını nerede ve nasıl devam edecekti? İsimleri Muhammed, Cihat, Fatma olan çocuklar yaşadığı çevrelerde ve okullarda isimlerini saklamayı isimlerinden utanmamayı korkmadan ne zaman söyleyebilecekleri? Dünya’daki liderler küresel bir sınavdan geçerken insanlığı barışıma yoksa sadistik dünya siyaseti ile tüm insanlığın sonu olan Nükleer savaşa mı sürükleyeceklerdi? Ümidimiz insanlığın yeni bir güne yeni doğan bir güneşle tüm dünyada barış ve sevginin, kardeşliğin olduğu bir dünyada uyanmak…

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.