Ana Sayfa Arama Galeri Video
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muammer Enginsu

Muammer Enginsu yazdı: Bir şarkı yaparım dünyayı sallarım

  Sosyal medya ve internet her teknolojik gelişme gibi iyi ve kötü taraflarıyla, avantaj ve dezavantajlarıyla geldi kondu hayatımıza. Beraberinde birçok olanağı sunması ve fırsat eşitliğini yaratmasına karşın yok ettiği şeyler de var.

  İnternet ve sosyal medya vasıtasıyla devasa bir yerellik ulusal ve uluslar arası boyuta taşınmış oldu. Artık dünyanın herhangi bir yerinden yetenekli biri bir sanat yapıtını veya bir müzik eserini duyurmak ve kitlelere ulaştırmak için aracı insanlara boyun eğmek zorunda değil. Şirketlerin sömürü düzeni bu anlamda yok oldu. Ancak CD veya kaset gibi fiziki albüm satışlarının sıfırlanması şirket gelirlerini yok edince müziğe yapılan yatırımlar da ortadan kalktı. Artık profesyonel bir çalışma için istisnalar hariç sanatçı kendi kendini finanse etmek zorunda. Bu da büyük bir mali yük demek.

  Pek çok kişi müzik eserlerinin dijital satışı üzerinden çok paralar kazanıldığını düşünüyor olabilir. Başta doğru gibi gözükse de maalesef durum öyle değil. Öncelikle bunlar çok küçük paralar. Bir sanatçının dijital gelirlerinin onu ve sanat hayatını yaşatacak düzeyde olması için milyonlarca dinlenme, izlenme ve şarkı indirilmeye ulaşması gerekir ki bu hiç kolay değil. Ayrıca yine istisnalar hariç pek çok sanatçının izlenme ve tıklanma oranları organik değil. Çoğu satın alınmış takipçiler ile satın alınmış izlenme oranları. Yani dostlar alışverişte görsün veya ye kürküm ye diyebilmek için şişirilmiş veriler bunlar.

  Bir başka açıdan eğer eserinizi bir şirket üzerinden piyasaya sürerseniz bu dijital gelirlerden hiçbir kuruş alamayacaksınız. Ayrıca eserin telif haklarından %30’u şirkete, %30’u bağlı bulunduğunuz müzik meslek kuruluşuna kalacaktır. Geri kalan %40’lık dilimden eser söz yazarı, besteci ve var ise düzenlemeci (aranjör) paylarını da düşerseniz size ancak simit parası kalır. Veya simitin üstündeki susamın parası…

  Bir şarkının stüdyo ve klip masraflarının üst limitte sınır olmamak kaydı ile en düşük maliyetinin 5.000-10.000 TL olacağını düşünebiliriz. Eğer eserin sözleri ve müziği size ait değilse veya anonim değilse bir o kadar maliyet daha eklenerek bu fiyatın 10.000-20.000 bandına oturacağını da hesap etmek gerekir. Tabii ki iş orada kalmayacak. Fırsatlar ülkesi sosyal medya yayınladığınız müzik eserini sadece takipçilerinizin yaklaşık %10’una ulaşmasına müsaade edecektir. Geri kalan kısmında ver baba reklam diyecektir. Şarkının kendiliğinden sosyal medyada patlaması neredeyse mucize olacağı için eserinizin kitlelere ulaşması için ayda en düşük bütçe ile 1000- 1500 TL reklam vermeniz ve bunada aylarca devam etmeniz gerekecektir. Öyle özgürlükler ülkesinde at koşturmak yok hemen. Kapitalizmde kimsenin kimseye bedava bir şey vermeyeceğini aklımızın bir kenara koymamız gerek. İşin basın ayağına gelince ise basın danışmanlarına sipani tufa etmek durumundasınız.

  Bu saydıklarım kabaca aklıma gelen basamaklar. Yolda sizi bekleyen daha nice tuzaklar olacak. İllaki sanat mı yapmak istiyor sunuz? İllaki alkışmı duymak istiyor sunuz? O halde bedel ödemeye hazır olun. Birkaç ay önce değerli Selçuk Alagöz ile röportaj yaparken gençlere müzik yolunda neler tavsiye etmek istersiniz dediğimde aldığım yanıt şu idi: “Mutlaka bir meslek sahibi olsunlar ve hayat garantileri olsun. Müzikle de öyle uğraşsınlar” Benim de karamsar veya hayalperets olmadan ulaştığım gerçeklik kıymetli Selçuk Alagöz ile aynı noktada. Özellikle bu salgın hastalık ile boğuştuğumuz dönemde binlerce müzisyenin işsiz kalması, yokluk ve açlıkla mücadele etmesi ve hatta bazılarının maalesef intihara sürüklenmesi bu tezi daha da kuvvetlendirdi zihnimde.

  Yukarıda saydığım ve bu yazıda yer veremediğim pek çok sebepten dolayı müzik ile uğraşmak isteyenler artık akustik kayıtlara ve basitçe çekilmiş kliplere yöneldiler haklı olarak. Bunda insanların doğallığa ve performansa olan artan ilgileri de etkili olmuş olabilir bir miktar. Artık sanatçılar kendi eserlerini kendileri kaydedip, kendileri yayınlıyorlar. Düşük de olsa dijital gelirlerin sömürülmeden ellerine ulaşması için bundan başka çıkar yol şimdilik yok gibi. Bu yüzden dinleyicilerin sağlayacağı dijital destek, paylaşım, abonelik, üyelik ve şarkı indirme sayısı altın değerinde.

  Velhasılkelam alınacak bir oy siyasetçi için ne kadar kıymetliyse edinilen bir takipçi, izlenme, tıklanma, yorum ve beğeni de sanatçı için altın değerinde. Müziğin ve sanatçının geleceğini artık vefalı dinleyici belirleyecek. Artık dinleyiciye dikte edilen değil dinleyicinin seçip belirleyici olduğu bir dönemi yaşamakta sektör. O halde sevdiğiniz sanat eserine kesinlikle kayıtsız kalmamanızı tavsiye ediyorum sayın okuyucu. Gelecekte sunulacak sanat eserlerinin kalitesi konusunda sorumluluk ve vebal artık ezici bir çoğunlukla senin boynunda. Neyi yüceltirsen onunla sınanacaksın. Benmi yön vereceğim bütün bunlara diye düşünenler çoktan dijital çağın gerisinde kalmış demektir.

Hadi bakalım ipler senin elinde. İster zil tak oyna ister çaldır zurna…

Link:

Youtube: Muammer Enginsu TV

Sosyal Medya Hesapları:

Facebook, instagram, twitter: Muammer Enginsu

Bize her konuda sayfadaki mail adresimize yazabilirsiniz

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER